Genel

Pekin 2008 vesilesiyle insan hakları

Yazan: [email protected]

Güventürk Görgülü Olimpiyat oyunlarının Türkiye’de gerçekleştirilmesi konusunda 2004 ve 2008 oyunları için yaptığımız ataklar sonuçsuz çıkınca 2008 olimpiyatlarına ev sahipliği yapmak da Pekin’e veya Çinlilerin ısrarına uyarsak Beijing’e nasip oldu. Oldu olmasına ama Çinli yöneticiler bu olimpiyat işine kalkıştıklarına pişman mıdırlar değil midirler onu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Zira Pekin olimpiyat işini İstanbul’un elinden alır almaz […]

Güventürk Görgülü

Olimpiyat oyunlarının Türkiye’de gerçekleştirilmesi konusunda 2004 ve 2008 oyunları için yaptığımız ataklar sonuçsuz çıkınca 2008 olimpiyatlarına ev sahipliği yapmak da Pekin’e veya Çinlilerin ısrarına uyarsak Beijing’e nasip oldu.

Oldu olmasına ama Çinli yöneticiler bu olimpiyat işine kalkıştıklarına pişman mıdırlar değil midirler onu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Zira Pekin olimpiyat işini İstanbul’un elinden alır almaz –tabii İstanbul’un da bir şansı var mıydı o da tartışılır- kızılca kıyamet koptu.

Vay efendim Pekin yönetimi şu kadar adamı baskı altında tutuyormuş, şu kadar gazeteciyi hapse atmış, Tibet’i işgal etmiş, Doğu Türkistan’da insan haklarını ihlal ediyormuş, yılda şu kadar insanı idam ediyormuş, muş muş…

Bu kadarla kalsa iyi. İşin bir de kölecilik, çocuk işçiliği boyutu var. Amerikalı ve Avrupalı bazı firmaların Çinli işçileri neredeyse köle emeği koşullarında çalıştırdıkları, çocuk emeğinin yaygın olarak kullanımına izin verildiği, Çin’deki hızlı büyümenin sürdürülebilmesi için insanlara ağır çalışma koşullarının dayatıldığı gibi bir sürü iddia gündeme getirildi.

Tabii bu iddiaların gündeme getirilmesindeki tek neden 2008 olimpiyat oyunlarına Pekin’in ev sahipliği yapması değil. Olimpiyatlar olmasa da bu iddialar zaten vardı. Ama elbette ki Pekin 2008 süreci Çin yönetimine yönelik bu iddiaların daha çok tartışılmasına, daha çok duyulmasına neden oldu.

İşte bu açıdan bakıldığında Çin yönetiminin beklediği gibi olimpiyat oyunlarının dünya kamuoyunda Çin’in saygınlığını artırıp artırmadığını bir ay kadar sonra göreceğiz. Çünkü Pekin 2008’e kadar olan süreçte Çin’in bu işten tam istediği sonucu alabildiğini söylemek biraz zor. Olimpiyat meşalesinin dünyayı dolaşırken protestoculardan korunması sırasında yaşananlar bile sıkıntının boyutlarını gösteriyor.

Batılı ülkelerin ekonomik çıkarlar mevzubahis olduğunda insan haklarını, hukuku, sansürü, idamı, baskıyı “teferruat” saydıklarını zaten biliyoruz. Ama Pekin 2008’in faydalarından biri de galiba batı kamuoyunun kendilerindeki bu durumu biraz fark etmesi oldu. Öyle ya, baskıyı yapan Çin yönetimi de olsa, boykot çağrılarına kulak tıkayanlar da kendi hükümetleri sonuçta.

Hani her işte bir hayır vardır derler ya; bu 2008 olimpiyatları da biraz öyle oldu gibi. Çin yönetimi dünyanın gözü önüne çıkmak için kendine biraz çeki düzen vermeye çalıştı, batılılar Çinlilerle biraz daha yakınlaşma fırsatı buldu, Tibetliler, Doğu Türkistanlılar ve Çinli muhalifler seslerini biraz daha duyurma fırsatı buldular… Eh biz de bu vesileyle Çin’deki insan hakları meselesini gündeme taşımış olduk. Çin’e yönelik protestonun boyutlarını daha iyi görebilmeniz için de internette Beijing 2008 aramasıyla çıkan protesto afişlerini sizin için derledik. Buyrun 30 günlük spor ziyafetinden önce soğuk meze tadında “Beijing 2008” protestoları…

Yorum yazın