Yorum Analiz Görüş

Ölümlere neden engel olamadık?

Yazan: Mine Savaş

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “one minute”ü, İsrail’in Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a uyguladığı “alçak koltuk krizi”, iki ülkenin aslında birbirini sevmediğini ve hatta saygı da duymadığını gözler önüne seriyordu. “Daha da ileri gidemezler” diye düşünüyordum hep, fakat birkaç gün önce yaşanan olaylar, belki de ilişkilerin gelebileceği son nokta. İsrail, Mavi Marmara isimli insani yardım gemisine saldırıda […]

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “one minute”ü, İsrail’in Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a uyguladığı “alçak koltuk krizi”, iki ülkenin aslında birbirini sevmediğini ve hatta saygı da duymadığını gözler önüne seriyordu. “Daha da ileri gidemezler” diye düşünüyordum hep, fakat birkaç gün önce yaşanan olaylar, belki de ilişkilerin gelebileceği son nokta. İsrail, Mavi Marmara isimli insani yardım gemisine saldırıda bulunarak çok ciddi bir hata yaptı, ama yaptıkları bu hata pek de umurlarında değil. Zira İsrail kendisini haklı çıkartmak için ortaya birçok sebep sunuyor. Tabii ki bunlar, insan hakları açısından kabul edilebilir sebepler asla olamaz. 1 Haziran’da Mavi Marmara gemisinde ölen kişiler için gerçekten çok üzüldüm, ama maalesef o insanlar ölmeyi göze almışlardı ve saldırı tahmin ediliyordu. Peki, bu durumun önüne neden geçilemedi?

31 Mayıs’da çıkan hemen her gazete, Mavi Marmara ve diğer insani yardım gemilerinin Gazze’ye doğru yola çıktığı yazıyordu. Ama haberlerde daha da önemli bir ayrıntı vardı ki o da, İsrail’in yardım gemilerine karşı herhangi bir saldırıda bulunma ihtimalinin olmasıydı. Yani, gazeteciler ve insani yardım için yola çıkan insanlar, yaşanacak herhangi bir saldırının bilincindeydi. Buna rağmen o insanlar neden ölüme gönderildi? Mavi Marmara, neden diğer insani yardım gemileri gibi İsrail’in istediği limana yönelmedi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Latin Amerika gezisinden döndü ve “İnsani yardım gemilerine silahlarla saldırmak, masum insanları katletmek, sivillere terörist muamelesi yapmak, insanlık açısından alçakça bir pervasızlıktır.” dedi, Ne var ki saldırı, tüm yardım gemilerine değil, sadece Mavi Marmara gemisine gerçekleşti. Çünkü sadece o gemi, uyarılara rağmen rotasını değiştirmedi (Ya da şu anda elimizdeki veriler öyle olduğunu gösteriyor) . Saldırı sonucu ölen insanlar, kimileri tarafından “şehit” ilan edildiler. Peki, savaşa giden bir grup insan vardı da biz mi bilmiyorduk? Ya da biliyorduk da neden engel olmadık?

Başbakan Erdoğan’ın dünkü yaptığı basın açıklamasının sonunda, “İsrail’le tüm ekonomik bağlarımızı koparacağız” demesini beklerdim. Zira İsrail Türkiye’ye savunma sanayi, kimya sanayi ve tıbbi cihaz ithalatı yapıyor, yani Türkiye, İsrail’in önemli bir müşterisi. Merak ettiğim, bu iş ortaklıkları da sona erecek mi? Ölen insanların kanlarının yerde kalmaması isteniyorsa, o zaman ekonomik bir çıkar da güdülmemeli.

Her şeyden önemlisi ise Türkiye’de yaşayan Musevi vatandaşlar, gerçekten çok kötü durumlarla karşı karşıya. Saldırıdan sonra Facebook’taki bazı kullanıcılar, profil resimlerini değiştirerek yerine Adolf Hitler’in resmini koydular ve “Dünyanın ihtiyacı”, “Hitler’i klonlayalım” gibi yazılar paylaştılar. İsrail’in gerçekleştirdiği saldırı gerçekten çok büyük bir hataydı, ama bu yazıları yazan zihniyetin de saldırıya ortak olan insanlardan farklı olmadığını bilmeliyiz. Biraz empati kurarak, Müslümanlığın hoşgörü dini olduğunu dünyaya kanıtlamalıyız.

Yorum yazın