Medya Spor

‘Maçı katleden’, ‘bizi şampiyonluktan eden’ hakem

Yazan: Özgür Yedek

Türkiye basketbolunun ilk Euroleague finalinde bile sadece hakemi konuştuk, hakemi tartıştık.

Fenerbahçe-CSKA Moskova Euroleague finali sonrasında akılda kalan, ilk kez Türkiye’den bir takımın Avrupa’nın en önemli kupasında final oynaması, ilk yarı sonunda 20 sayı geride olan Fenerbahçe’nin ikinci yarıda final tarihine geçen bir geri dönüşle rakibini yakalaması, hatta son dakikada öne geçmesi, son saniyeye kadar dinmeyen heyecan, gösterilen üst düzey mücadele vesaire değil, maçın hakemlerinden Damir Javor oldu.

Sloven hakem, yayıncı Digitürk’ün spiker ve yorumcusu tarafından neredeyse tüm karşılaşma boyunca “yanlı kararlarıyla” ön plana çıkarıldı. Yayıncı kuruluşun ekrandaki yaklaşımı basın tarafından sürdürülünce Hakem Javor’un adı Türkiyeli basketbol seyircisinin hafızasına adeta kazındı.

Damir Javor’un maçın sonucu üzerinde ne kadar etkili olduğu başka bir tartışmanın konusu.

Peki bir karşılaşmanın neredeyse sadece hakem üzerinden sunulması, sonucun tek başına hakeme yüklenmesi ve izleyicinin/okuyucunun bu yargıyla yönlendirmesi ne kadar doğru?

sabahBasketbol antrenörü ve yöneticisi Murat Özyer’e göre “Fenerbahçe rakibe değil, hakemlere kaybetti” algısının oluşmasında, yayıncı kuruluşun maçı aktarımı etkiliydi: “Hakem hatalarının söylenmesi gerekiyor ki bence de hakemler kötü maç yönetti. Ancak uzatmalar dahil 45 dakika süren bir mücadelenin 40 dakikası, hakem odaklı anlatıldı. Bu da ‘hakem üçlüsü maçı Fenerbahçe’den aldı CSKA Moskova’ya verdi‘ algısına sebep oldu.”

“Seyirci bir maçtan sonra hakemi hatırlamamalı”

Özyer’e göre denge gözetmeksizin yapılan yayınlar basketbol camiasına zarar verir nitelikte:

“İnsanların bir maçta basketbolla ilgili hatırladığı son şey hakem hataları olmamalı. Bunun bilincinde olmamız gerekiyor. Önümüzde Türkiye Basketbol Ligi (TBL) play-off’ları var. İnsanlar maçları hakem odaklı izlerse, Fenerbahçe-CSKA Moskova eşleşmesi sırası ve sonrasındaki medya dilinin yansımalarını play-off’larda görebiliriz. Bu da basketbol sahalarında hiç istemeyeceğimiz olayların yaşanmasına sebep olabilir.” Özyer, sporseverlerin algısına yön verebilen yayıncı kuruluşların, dengeli aktarım yapmasının önemli olduğunu düşünüyor.

“Evet, paranoyağız ama bu takip edilmediğimiz anlamına gelmiyor”

davorEuroleague finalini sadece hakem üzerinden görmenin ve aktarmanın kendisini de rahatsız ettiğini söyleyen Eurosport Türkiye Yayın Yönetmeni ve Cumhuriyet Yazarı Bağış Erten ise hakemler hakkında çok fazla konuşmayan Fenerbahçe baş antrenörü Zeljko Obradovic’in bu kez “topa girmesinin” hakem hatalarının büyüklüğü hakkında bir veri oluşturabileceği görüşünde. Maçın tamamını hakem ile anlatmanın yanlış olduğunu düşünen Bağış Erten’e göre, maçın çok kritik dakikalarında maçın sonucuna tesir edecek hakem hatalarının dile getirilmesi yanlış değil. Erten, maç sonuçlarını hakem kararlarına bağlamanın yanlış olduğunu fakat her şeyin de sütliman olmadığını belirtiyor ve ekliyor: “Evet, biz paranoyağız ama bu takip edilmediğimiz anlamına gelmiyor.

“‘Bütün dünya bize karşı’ söylemi milliyetçi ruhları okşuyor”

Hürriyet Yazarı Uğur Vardan ise hakemlerin maç yönetimlerinin çok fazla ön plana çıkarılmasının seyircileri provoke edebileceğini belirtiyor. Hakemler üzerinden maç yorumlamanın başarısızlığı örtbas etmek için kolaycı bir yöntem olduğunu vurgulayan Vardan,milliyet “Benim çocukluğumda zaten futbol ve basketbol gibi alanlarda uluslararası arenada düşük profilli takımlara sahiptik, o yüzden hakem hatalarının ön plana çıkartılması çok inandırıcı olmuyordu. Ama o zamanlar sporumuz için asıl dertli branş güreşti ve ‘ata sporu’ namlı bu kategorinin sporcuları, katıldıkları büyük-küçük bir çok organizasyonda başarısız oldukları zaman basın genellikle bu durumu, hakem skandallarına bağlardı” diyor. Hakemlerin sporun içindeki unsurlardan sadece bir tanesi olduğunu söyleyen Vardan, sonuçlara etki eden hataların arasında hakemlerin payının, teknik ekip, yöneticiler ve ya oyuncuların paylarından çok daha az olduğunun altını çiziyor. Uğur Vardan’a göre uluslararası arenada hakem hatalarının ön plana çıkartılması “milliyetçi ruhları” okşuyor:

“‘Bütün dünya bizden korkuyor’, ‘bütün dünya bize karşı’, ‘başarılı olmamızı istemiyorlar’ türü bilinçaltı duygularına sesleniliyor ve bu söylem, genellikle kabul görüyor.”

Ötekileştiren, erkek egemen, nefret dili

Uğur Vardan, Türkiye spor medyasındaki en büyük sorunu “nefret dili ve ötekileştirme” diye adlandırılıyor. Vardan’a göre sporun özüne hizmet etmeyen içi boş televizyon programları da buna katkı sağlıyor. Medya erkek egemen bir dil hakim fakat doğru bakış açısına sahip insanlar eskiye kıyasla artmış durumda.

takvimBağış Erten de spor medyasının dilini “saldırgan, militarist, erkek egemen, kaba, argo, ahkam kesen ve taraflı” buluyor. Erten bu dilin uluslararası alanda bile seyirci olayları nedeniyle başımıza iş açan, insanları yönlendiren, çok uçlara vurgu yapan yanlış bir tarz olduğu inancında.

Özellikle ana akım medyanın diline dikkat etmesi gerektiğini belirten Murat Özyer de söylenenlere katılıyor:

“Yeni nesil bir spor dili oluşturmalıyız.”
(ÖY/GT)

Yorum yazın