Gündem

Sivas katliamında cevapsız kalan 9 soru

Yazan: Melih Özeskinazi

35 kişinin öldürüldüğü Sivas katliamı davası 13 Mart'taki duruşmada zaman aşımına uğrayacak. Oysa davanın cevabını hiç aramadığı pek çok soru var.

Sivas katliamı davasının zaman aşımına uğramasına günler kala zaman aşımını engellemeye yönelik yasa teklifinin görüşülmesinin TBMM Genel Kurulu’nda reddedilmesi, gözleri 13 Mart’ta yapılacak duruşmaya çevirdi.

18 yıldır süren ve 35 aydının yakılarak öldürüldüğü Sivas davası büyük bir ihtimalle 13 Mart’ta görülecek duruşmayla birlikte Türkiye tarihindeki sonuçsuz davalar listesine adını yazdıracak. Bazı hukukçular suç tarihinin 2 Temmuz 1993 olduğu dikkate alındığında davanın zaman aşımı süresinin 2 Temmuz 2008'de dolduğunu iddia ediyor. Ölenlerin yakınları ise işlenen suçun bir “insanlık suçu” olduğunun kabul edilerek davanın zaman aşımına uğratılmaması gerektiği görüşünde. Ancak 13 Mart tarihinde yapılacak duruşmada mahkemenin bu yönde karar vermesi “sürpriz” olarak görülüyor.

Sivas Davası sanıklarının zamanaşına uğramaması için CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun verdiği kanun teklifi 20 Aralık 2011’de Adalet Komisyonu’na ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na havale edilmişti.

Duruşmadan zaman aşımı kararı çıkmasıyla birlikte aslında olayları aydınlatacak verileri sağlayacak olan pek çok soru yanıtsız bir şekilde tozlu raflardaki yerini alacak. İşte bugüne kadar yanıtı aranmayan; aransa da henüz bulunamayan 9 soru…

Soru-1: Aziz Nesin konuşurken dağıtılan kışkırtıcı bildiriyi kim dağıttı?

2 Temmuz 1993’te Aziz Nesin şenliklerin açılış konuşmasını yaparken, dışarıda “Müslüman Kamuoyuna Duyurulur” başlıklı olayları ateşleyen bir bildiri dağıtıldı. Bu bildiriyi kimler nasıl dağıttı; bildiri nerede, kim tarafından bastırıldı; finansmanı kim tarafından karşılandı henüz öğrenilemedi. Olaylar bittikten sonra bildiriler elden ele dolaşırken, Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün bu bildiriden haberi olmaması ya da haberi olmasına rağmen önlem almaması cevabı bulunamayan en önemli sorular arasında.

Soru-2: Olayların başında namazdan çıkan az sayıdaki göstericiye polis neden müdahale etmedi?

Cuma namazından çıkan radikal İslamcı guruba sadece göstermelik bir polis barikatıyla müdahale edildi. Bu müdahale olayların daha da büyümesine neden oldu. Ama eylemci grup küçükken müdahale etmeyen komiserin ismi açıklanmadı; hakkında soruşturma açılmadı.

Soru-3: Kalabalık büyümeye başladığında müdahale için neden yetersiz sayıda asker gönderildi?

 Kalabalık henüz 3 bin kişiyken, olaylara müdahale etmesi için 33 asker bölgeye sevk edilmişti. Böylesine büyük bir olayda bölgeye sevk edilen asker sayısına kimin karar verdiği sır olarak kaldı. Bölgeye sevk edilen askerlerin, polis gücünden bağımsız olarak farklı noktalarda konuşlanması ve sıcak temasa girmekten kaçınmaları olayların büyümesindeki farklı bir etkendi. Fakat bu koordinasyonsuzluk asla sorgulanmadı.

Soru-4: Dağılmaya başlayan grubu yeniden Madımak Oteli’ne yönlendiren provakatörler kimdi?

 Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yaptığı konuşma sonucu dağılan grubu, yoldan çevirip Madımak Oteli’ne kimin yönlendirdiği asla bulunamadı. Belediye başkanlığının Refah Partisi’nden olduğu bir dönemde yaşanan Sivas Katliamı sırasında, hakkında birçok iddia ortaya atılmasına rağmen Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun adı davaya dahil edilmedi.  

Soru-5: Çevre illerden yardım isteme seçeneği neden kullanılmadı?

Valilik kayıtlarına göre saat 17:45 sularında Madımak Oteli önündeki kalabalık 5 bin kişiydi. Kalabalığın karşısında ise 500 kişilik silahlı kolluk kuvveti bulunuyordu. Bir saat içerisinde kalabalık 15 bin kişiyi aşmasına rağmen kolluk sayısı sabit kaldı. Kalabalığı kontrol altına almak için Sivas’ta yeterli sayıda personelin bulunmadığı ifade edildi ama bu bilinmesine karşın çevre illerden neden takviye personel istenmediği sorusu sorulmadı.

Soru-6: Kalabalığın yoğun olarak kullandığı kaldırım taşlarının Madımak Oteli’nin önündeki inşaata bir gün önce depolandığı iddiası neden araştırılmadı?

 Madımak Oteli önündeki kaldırım taşları, olay günü hiçbir çalışma yapılmadığı halde inşaat halinde duruyordu. Bu kaldırım taşları Madımak Oteli’ne saldırıda kullanıldı. Zaten gerginliğin had safhada olduğu şenliklerde, böyle bir güvenlik açığı nasıl gözden kaçtı sorusu hiçbir görevliye sorulmadı.

Soru-7: Askeri birlikler çekilme emrini kimden ya da nereden aldı?

 Bölgeye sevk edilen ikinci ve daha kalabalık olan askeri birlik, Madımak Oteli yerine Hükümet Meydanı, Ordu Evi ve kuyumcuları korumak üzere konuşlandı. Bölgeye sevk edilen askerlere bu emri kim verdi sorusu asla yanıtlanmadı. Emri veren komutanın ismi açıklanmadı. Yargılamayı yapan mahkemeyle bile paylaşılmadı. Kalabalığın arasına bir askeri  birlik giriş yaptı. Fakat bir albay araçtan inip göstericilerle konuşup araca geri bindi. Bunun arkasından birlik geri çekildi. Göstericilerle konuşan albayın ismi açıklanmadı. Genelkurmay Başkanlığı kendi içinde yaptığı soruşturma neticesinde, ihmal olmadığı kanaatine vardı. Genelkurmay nasıl bir soruşturma neticesinde böyle bir kanaate vardığını açıklamadı.

Soru-8: Olaylarda çıkan yangınlara müdahale eden itfaye çalışanları neden isteksizce çalışıyordu?

Sivas Valisi, Madımak Oteli’nin önünde araçlar yanmaya başladığı anda itfaiyenin bölgeye derhal gitmesi yönünde talimat verildiğini fakat itfaiyenin isteksiz olduğunu Can Dundar’ın ‘O Gün Sivas Katliamı’ belgeselinde dile getirdi. Mahkemede hiçbir itfaiye eri görevi ihmalden yargılanmadı. Bunun sebebi asla açıklanmadı. Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak’ın Aziz Nesin’i tanıması ve sözlü saldırısının ardından, Nesin’i itfaiye merdiveninden aşağı atan itfaiye eri bulunamadı. Düşüş sahnesi İhlas Haber Ajansı’nın kameralarında an ve an olmasına karşın, itfaiye erinin kimliği belirlenemedi.

Soru-9: Valililiğe saldırı önceden biliniyor muydu?

Kalabalık Madımak Oteli’nin önünden ayrılırken, yönünü valilik binasına çevirdi. Bu sırada valilik binasında olması gereken 3 vali yardımcısı, 1 emniyet müdürü, 1 jandarma komutanı, 2 vali koruması ve odacı yerlerinde yoktu. Kalabalık valilik binasına ilerlemeden önce bu görevlilerin binadan uzaklaşmış olması ‘Baskından haberleri mi vardı?’ sorusunu gündeme getirdi.

Yorum yazın