Gündem

Seçim izlenimleri

Yazan: Barış Yardımcı

Beylikdüzü'nden Pendik'e, İstanbul'daki 11 okulda 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri gezisi..

Seçimler de her şey gibi geride kalır. Peki seçim günü İstanbul Beylikdüzü’nde başlayıp Pendik’te biten bir yolculuk ne anlatır? Geçmiş demokrasi şölenlerimizden ilhamla 1 Kasım'da İstanbul’un sekiz farklı ilçesinde toplam 11 okulu ziyaret ettim.

Beylikdüzü Saat 10:00’u geçerken Cahit Zarifoğlu Anadolu Lisesi yavaş yavaş kalabalıklaşıyor. Yaklaşık 30 sandığın bulunduğu üç katlı lisenin sakinliği, 10:30 sularında 1300 no'lu sandığın bulunduğu sınıftan yükselen seslerle bozuluyor. Sınıfın kapısına vardığımda polis, koluna girdiği vatandaşı “Gel abi, sakinleş” sözleriyle oradan uzaklaştırıyor. Yaşananları sandık kurulu üyelerinden Emre Uğrasız şöyle özetliyor: “Polisin koluna girdiği kişi, oyunu kullanırken cep telefonunu bırakmak istemedi. Görevliler ve diğer seçmenler bunun yasak olduğunu söyleyince herkese bağırmaya başladı, oyunu kullanıp seçmen bilgi kağıdını imzaladı. Ayrıca sandık kurulu üyesini “Sen polis misin?” diyerek itti. Ardından polis çağrıldı.” Olay tutanağa işleniyor.

Bağcılar Yıldıztepe İlkokulu, gün boyunca ziyaret ettiğim en kalabalık okul. Seçim değil, adeta panayır yeri. Selfie'ler havada uçuşuyor. “Oylar AKP'ye” diye bağırıp arkadaşlarıyla gülen 18'inden gün almış genci, oy kullanacağı sınıfa çekirdek çitleyerek giren teyzeleri, koridorlarda yankılanan “Vay kardeşim”, “Nerelerdesin komşu” nidalarıyla mekan, Habermas'ın “kamusal alan”ından girip bir Umut Sarıkaya karikatüründeki ermişin “Nasıl kamil olacağım?” sorusuna verdiği “Bağcılar'a git” öğüdünden çıkmaya pek müsait. Bahçe kapısındaki simitçisiyle, baloncusuyla Yıldıztepe'nin “seçim coşkusu” okuldaki panolardan taşan “dünyanın etrafında el ele tutuşmuş her milletten çocuk” klişeli 23 Nisan resimleriyle yarışıyor. Üçer katlı iki binadan oluşan okulun her katında en az iki polis var. Seçmenin oyunu kullanıp evine dönmediği, adeta piknik yaptığı “Bağcılar'ın Agorası”ndan Güngören'de patlayan trafo ve dört mahallede yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle planladığımdan daha erken ayrılıyorum.

Güngören… Saat 13:00, İzzet Ünver Lisesi hayli kalabalık. Güngören Merkez Mahallesi'nde elektrik kesintisi sona ermiş. Okul bahçesinde çok sayıda polis var. Binaya girer girmez daha sonra bina sorumlusu, avukat ve müşahit olduklarını öğrenecegim üç kişiyi hararetle bir şeyler konuşurken görüp yanlarına sokuluyorum. Bina sorumlusu, görevi nedeniyle oy kullanamayacağı seçmen bilgi kağıdında belirtilmiş birkaç kişinin oy kullandığını anlatıyor. Herkes susunca müşahide neler olduğunu soruyorum. Müşahit sinirle kim olduğumu diye soruyor, kafamı “herhangi biri” anlamına gelecek şekilde iki yana sallıyorum, “Bir şey olduğu yok” diyor. Beş dakika sonra aynı kadro üst kattaki 2011 no'lu sandığın önündeyiz. Bu sandıkta, görevi nedeniyle oy kullanamayacak bir kişi (D.A.) oy kullanmış. Üçlü, yapılması gerekenleri tartışırken aynı müşahit sürekli beni süzüyor, bazen bakışlarını dikleştiriyor. Avukat, sandık kurulu üyesine tutanak tutulup daha sonra sandıktan seçilecek rastgele bir zarfın imha edileceğini belirtiyor. “Sandık kurulu işlemlerine karşı şikayet dilekçesi” yazılıyor. Israrlarıma rağmen kimse bir açıklama yapmıyor, müşahidin alt kaltta yaptığı çıkışla ortamda mimlendiğimi hissediyorum, avukat ve kurul üyesi ağız birliği etmişçesine her şeyin yolunda gittiğini söylüyor.

Aynı olumsuz havayla Bakırköy Kartaltepe İlkokulu'nda da karşılaşacaktım. Güleryüzle “Kolay gelsin, nasıl gidiyor?” diye sorduğum bazı seçim görevlilerinden “iyi gitmezse n'olacak?” tadında cevaplar alacaktım.

Güngören’den Bahçelievler'e geçiyorum. Saat 13:30, Yenibosna Çok Programlı Anadolu Lisesi çok polisli, az seçmenli. İki dakikalığına girdiğim tuvalette kabin başına bir polis düşüyor. Bahçelievler Anadolu Lisesi'nde ise tek bir polise rastlamıyorum. Gezdiğim tüm okullarda partililer sıkı örgütlenmiş, ikramlar havada uçuşuyor. Seçmen eşiyle, dostluyla hasret gideriyor. Bakırköy'deki Yeşilköy Anadolu Lisesi ve Yeşilköy 50. Yıl Anadolu Lisesi yine oldukça sakin. Polis ortalarda yok. Her iki okulda konuştuğum CHP’li müşahitler sabahtan beri tek bir aksaklığın yaşanmadığını söylüyor. Günün erken saatlerinde ziyaret ettiğim Avcılar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki tansiyonu “olağan” etiketiyle Esenyurt’un (Cahit Zarifoğlu Anadolu Lisesi) yanına koyacak olursam Bağcılar ve Güngören için yüksek, Bahçelievler ve Bakırköy düşük tansiyon demeliyim. Gözlemlerim tabii ki bulunduğum okullar özelinde, ilçeleri değil gezdiğim okulları sınıflandırıyorum.

Beşiktaş’a gitmeden önce sosyal medyada Bakırköy Osmaniye Nuri Pakdil İlkokulu'ndaki plakasız araçları görünce oraya gitmeye çalıştım ancak burnumun dibindeki okulu haritada dahi bulamayınca Bakırköy Kartaltepe İlkokulu'na girmiş ve bahçedeki içi boş iki polis otobüsü görmüştüm (saat 14:30). Bakırköy'ün tüm oyları daha sonra burada toplanacakmış, güvenlik önlemleri bunun içinmiş.

Beşiktaş, Oy ve Ötesi gönüllülerinin dolup taştığı ilçelerden. Büyük Esma Sultan Ortaokulu’nda konuştuğum görevliler herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarını, hatta sıkıntıdan sürekli sigara içmeye çıktıklarını belirtiyor. Bilgi aldığım üç farklı sandıkta saat 15:30 itibarıyla tutulmuş tutanak yok. Beşiktaş’ta yürürken halkın geçmişte ülke çapında yaşanan sıkıntıların tekrarlanmaması için her an tetikte olduğunu hissedebiliyorsunuz.

Beşikaş’taki bilinç, planladığımın aksine Kadıköy’ü pas geçerek oy verme işleminin tamamlanmasına kısa bir süre kala Pendik’te olmama yetiyor. Saat 17:00’yi iki üç dakika geçmişken oy kullanmaya gelen seçmenler Mahir İz İlkokulu'ndaki sandıklardan geri çevriliyor. 3223 no'lu sandıktaki sayımı takip ediyorum. Geçerli oyların birçoğu “ampul”ün üstüne basılmış. Bazı zarflardan hem AKP, hem de CHP’ye basıldığı oy pusulaları çıkıyor. Yaklaşık 45 dakika süren sayımın ardından aynı sandıkta müşahitlik yapan Oy ve Ötesi gönüllüsü Cansın Özer, okuldaki seçimlerin genel olarak sakin geçtiğini ancak bulunduğu sınıftaki oy verme kabininden bir defa deklanşör sesi duyulduğunu ve bunun tutanağa geçirildiğini, ayrıca çok sayıda kişinin oyunu küçük çocuğuyla birlikte kullandığını söylüyor. Mührü zarfın üstüne basanlar, oy verme kabininde telefonla konuşanlar, kimliksiz oy vermeye çalışanlar ne yazık ki ülkemizde klasikler kategorisinde inceleniyor.

Yorum yazın