Medya

Neden Eksiyirmidört?

Yazan: Canol Soybay
HaberVs

Bilgi Medya tarafından yayımlanan Eksiyirmidört dergisi, birinci yaşını Press filminin gösterimiyle bugün kutluyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü tarafından yayımlanan Eksiyirmidört dergisi bir yaşında. Dergi, ilk yıldönümünü bugün üniversitenin Dolapdere yerleşkesinde saat 18:00’de gösterimi yapılacak Press* filmi ile kutluyor.

Bilgi Üniversitesi’nde, öğrenim gördüğü bölüm farketmeksizin yazmaya, düşünmeye ve sorgulamaya meraklı öğrencilerin katkılarıyla iki ayda bir yayımlanan dergi altı sayıyı geride bıraktı.    

HaberVs, derginin Yazıişleri Müdürü, Bilgi Medya Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Arsan ve öğrenci muhabirlere sordu: Neden Eksiyirmidört? 

Esra Arsan: “Söyleyecek sözü olan öğrenciler…”

İletişim fakültelerinin basılı bir yayını vardır. Bilgi Ünivesitesi İletişim Fakültesi’nin basılı bir yayını yoktu. Birincisi bunu yapmak istedik. Çünkü bunu biz diğer üniversitelere de yollayabiliyoruz. Dışarıdaki haber kaynaklarımıza da verebiliyoruz… ‘Online’ yayınımız var, radyomuz var ama basılı yayınımız yoktu. Bu bir eksiklikti bunu giderdik. Diğer bir neden de,not alma, sınıf geçme kaygısı duymadan, gerçekten yazmayı seven, toplumsal olaylar konusunda düşünen, söyleyecek sözü olan, belli bir bakış açısı olan Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin kendilerini ifade edebilecekleri bir yayın oluşturmaktı. Bunu başardık.

Altı sayı sonunda hepimiz çok geliştik, çok şey öğrendik. Güzel bir haber merkezi birlikteliği oluşturduk. Toplumsal olayları düşündük, tartıştık, konular ürettik. “Acaba konuları nasıl habere dönüştürebiliriz” diye kafa yorduk. Bu birlikteliğin çok geliştirici olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan Eksiyirmidört’ün üniversite yerleşkesi içinde giderek daha  popüler hale geldiğini, okunduğunu biliyoruz. Dışarıdan güzel tepkiler alıyor ve bu beni çok memnun ediyor.

Eksiyirmidört muhabirleri

Şafii Çelik (Siyaset Bilimi ve Medya İletişim Sistemleri öğrencisi):
Hepimizin meseleleri var ve bunları yazmak gerek. Gazeteci olma ve gazetecilik yapma hedeflerimiz var. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü yok denecek kadar az. Eksiyirmidört, ana akım medya ve diğer dergilere oranla kimsenin dokunmak istemediği konulara değiniyor. Siyasetten kültüre her konuda haber yazılıyor. Bu haberleri ve konuları okuyucularla iyi buluşturuyor. Aynı zamanda adil bir yayın. Ayrıca mükemmel bir ekip var. Burada bulunmak için bunlar yeterli diye düşünüyorum.

Öğrenci haber yapmalı mı?

Şafii Çelik: Çoğumuz Medya İletişim sistemlerini okuyoruz ve ilerde gazetecilik yapmak gibi bir hedefimiz var. Gazetecilik; oturduğumuz yerde haber yazmak değildir. Pratik anlamda sahaya inmek gerek ve koşuşturmak gerek. Yalan haber olmadıktan sonra veya ırkçı ve cinsiyetçi görüşlere yer vermedikten sonra bir sorun yoktur.

Pelin Aktaş: Ögrenci elbette haber yapmalı, gençler her daim ülkenin her sorunu için, her güzel durumu için haber yapar. Bunları paylaşmalı, aktarmalı.

Dilara Şenbilgin: Öğrenci kesinlikle haber yapmalı. Söylenecek bir şey varsa, doğru şekilde yapıldığı sürece herkes birbirini bilgilendirmeli, bildiklerini paylaşmalı.

Özge Yılancı: Söyleyecek sözü varsa ve nasıl söyleyeceğini biliyorsa, kesinlikle.

Pelin Aktaş (Siyaset Bilimi öğrencisi):
Benim de söyleyecek bazı şeylerim var demek için Eksiyirmidört’ün iyi bir araç olduğunu düşünüyorum. Yazmak, bilgilenmek, bilgilendirmek ve farkına vardırma adına çabalıyorum.

Dilara Şenbilgin (Medya ve İletişim Sistemleri öğrencisi):
Yazmayı seviyorum. İnsanın ilgi duyduğu bir konu hakkında kendini ifade edebilme şansı bulması çok güzel. İkincisi, bu derginin bünyesinde olmanın katıldığım günden itibaren beni geliştirdiğini, düşünüyorum. İnsanları düşünmeye sevk eden bir yayında rol almak beni mutlu ediyor. Dergide çalışmanın bizi herhangi bir şekilde zora soktuğunu düşünmüyorum.

Özge Yılancı (Medya ve İletişim Sistemleri öğrencisi):
Derginin hiçbir zaman zora soktuğunu düşünmedim. Derslerde olduğu gibi dergide de kendimi geliştirdiğime inanıyorum. En önemlisi zevk alıyorum.

 

*Press: Yönetmenliğini ve senaryosunu  Sedat Yılmaz'ın üstlendiği 2010 yapımı film, 1990'lardaki olağanüstü hal (OHAL) koşullarında gazetecilik yapan Özgür Gündem gazetesi Diyarbakır bürosu muhabirlerinin, insan hakkı ihlallerini dünyaya duyurmaya çabasını aktarıyor.

 

Yorum yazın