Arama ve Kurtarma Derneği (AKUT) çatısı altında faaliyet gösteren öğrenci topluluklarının yeni üyesi İstanbul Bilgi Üniversitesi oldu. Üniversite ve AKUT arasındaki anlaşma, Rektör Remzi Sanver ve AKUT Başkanı Nasuh Mahruki’nin katılımıyla 27 Kasım’da Santral yerleşkesinde imzalandı.
AKUT, daha önce bu proje kapsamında işbirliği yaptığı 15 üniversitede yaptığı bu ortak kan bağışı, organ bağışı, kitap bağışı, ağaç dikimi gibi etkinlikler ve arama kurtarma, cankurtaranlık, temel ilk yardım ve yangın gibi eğitimler gerçekleştirmişti.
Arama kurtarma konusunda eğitimlerini tamamlamış AKUT Öğrenci Kulübü üyesi öğrenci ve akademisyenler, acil durumlarda üyeleri AKUT operasyonel ekiplerine destek olabiliyor. Bununla beraber ilgili konularda bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürütüyor.
Nasuh Mahruki, imza töreninin ardından düzenlenen “Geleceği Birlikte Kurtaralım” başlıklı konferansı sonrasında HaberVs’nin sorularını cevapladı.
Mahruki, “AKUT’un Marmara ve Ege’deki yapılanmasının neden diğer bölgelere kıyasla daha gelişkin olduğu” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Türkiye’nin doğusunda proje yapmanın büyük zorlukları var. Bingöl’de, Gaziantep’te, Rize’de ve Erzurum’da birimlerimiz var; fakat Marmara ve Ege’deki gibi örgütlenmek Doğu’da zor. Görüştüğümüz birçok şehir var ve en yakın zamanda bu bölgelerdeki birimlerin sayısını arttırmak istiyoruz.
Eylül 2013’te Aydınlık gazetesinde köşe yazmaya başlayan, bu gazetede 10 Kasım’da Atatürk’e yazdığı mektupla gündeme gelen Mahruki, “bu durumun AKUT’a yönelik algıyı etkileyip etkilemediğine dair” soruyu ise şöyle değerlendirdi:
“AKUT siyaset üstü bir kurum. Bu kurumun içinde her türlü siyasi görüşten insan var; ancak bizi bir arada tutan şey AKUT’un misyonu: Hayat kurtarmak. Biz masaya oturduğumuzda politika ile ilgili konuları konuşmayız; fakat ben düşünen bir adamım. Yedi tane kitap yazdım, seksenden fazla ülke gezdim.
“Milli Güvenlik Akademisi’ni bitirdim. Bu konularda donanımlı biriyim. Hislerimi, düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşıyorum; ancak ben bunu AKUT Başkanı olarak değil, Ali Nasuh Mahruki olarak yapıyorum. Dolayısıyla AKUT’la ilgili bir algı değişimi söz konusu olmaz.”
“AKUT kimliğimle değil, yurttaş olarak itiraz ediyorum”
Mahruki, düşüncelerini dile getirmesini engelleyebilmek için bunların AKUT’la ilişkilendirilmeye çalışıldığını görüşünde:
“‘Karşı taraf’ benim sesimi kısabilmek için bu söylediklerimin AKUT’la ilgili olduğunu iddia etti. Biz de AKUT olarak, bu açıklamaların bireysel olduğunu, bunların sadece Nasuh Mahruki’yi bağladığını ve AKUT’la ilişkilendirilmemesi gerektiğini söyledik. Bunları AKP içindeki kişiler de açıkladı. Bunları açıklamamızdan sonra herhangi bir problem yaşamadık.
“Zaten konuşmalarım çok başka yönlere de çekildi; fakat ben orda farklı bir mesaj vermeye çalıştım. Çok kıymetli subaylar sahte belgeler olduğunu bağırıyorlar. Microsoft, 2003’teki bir belgede 2007’de üretilen fontun kullanılamayacağını kendisi açıkladı. PKK’nın ikinci adamı Sırrı Sakık, gizli tanık olarak dinlenmiş ve insanlar içeri atılmış. Ben tüm bunlara bir yurttaş olarak itiraz ediyorum. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel o koltukta hâlâ nasıl oturuyor anlamıyorum. Kendi personelini koruyamayan vatanını mı koruyacak? Ben tüm bunlara bir yurttaş olarak itiraz ediyorum.”
