İstanbul

Marmaray tren istasyonlarını “uçuruyor”

Yazan: Gökhan Tan

Göztepe İstasyonu “havaya kaldırılıyor”. Marmaray Projesi kapsamında inşa edilecek raylı sistemin yoluna çıkan tarihi yapıların, bu şekilde korunması planlanıyor.

Marmaray Projesi kapsamında yenilenecek Gebze-Halkalı demiryolu hattı üzerindeki tarihi yapıların, taşınma veya kaldırma teknikleriyle zarar görmeden kurtarılacağı açıklandı. Demiryolları, Limanlar ve Havameydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü (DLH) Marmara Bölgesi Müdür Yardımcısı Ümit Çelik, Marmaray Projesi’nin, demiryollarının tarihi dokusuna zarar vereceği iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Çelik, yenilenecek demiryolu hattı üzerinde bulunan tüm tarihi yapıların etütlerinin yapıldığını ve projenin, bölge koruma kurullarının denetiminde sürdüğünü belirtti.

Marmaray Projesi, İstanbul’un iki yakasındaki demiryollarını, Üsküdar ve Sirkeci arasında yapımı devam eden tüp tünelle birleştirmeyi hedefliyor. İstanbul Boğazı’nı bu tüp tünel içinden katedecek raylı sistem, tünelin her iki ucunda açılan “delme tünel”lerle, mevcut, tarihi demiryolu hattına bağlanacak. Proje kapsamında toplam uzunluğu 63 kilometreyi bulan bu mevcut hattın da yenilenmesini öngörülüyor.

Gebze ve Halkalı arasındaki bu 63 kilometrelik hattın yenilenmesi, tartışmaları da beraberinde getirdi. Çünkü yapımı planlanan yeni sistem, bir geliş ve bir gidiş olmak üzere iki yoldan ilerleyen hatta, üçüncü bir yolun eklenmesini gerektiriyor. 1900’lerin başında, Bağdat Demiryolu’nun bir parçası olarak yapılan bu hat, istasyonlar başta olmak üzere pek çok tarihi yapıyı ve taşınmaz kültür varlığını içeriyor. Mevcut hat, üçüncü yolu kaldırabilecek genişlikte olmadığı için, bu yapıların ve tarihi demiryolunun tahrip edileceği ya da yıkılacağı endişesini yaratıyor.

Tarihi köprüler büyük sorun

Marmaray Projesi, Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Havameydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. İstanbul’da 5 Mayıs’ta gerçekleştirilen Marmaray-Metro Kurtarma Kazıları Sempozyumu’nda DLH adına sunum yapan Ümit Çelik, demiryolu hattının yenilenmesi konusunda duyulan endişelere katılmıyor. Çelik, mevcut tarihi hattın genel olarak, inşa edilecek üçüncü yolu kaldırmaya uygun olduğu görüşünde. “Üçüncü yolun inşasına uygun olmayan dar bölümlerde, kamulaştırma yaparak alan yarattık” diyor.

Fakat bir asrı aşkın süredir kullanılan hattın çevresinde yoğun yapılaşma olması ve güzergâhın, örneğin Haydarpaşa Bostancı arasında genişlemeye uygun olmaması soruları da beraberinde getiriyor. Bu bölümdeki tarihi köprüler de bir başka sorun. Örneğin Göztepe köprüsü, iki tren yolunun ancak sığacağı genişlikte.

DLH’nın, koruma kurullarıyla sürekli işbirliği içinde olduğunu vurgulayan Ümit Çelik “Tarihi hiçbir yapı zarar görmeyecek. Eğer bir köprünün gabarisi (trenin geçebilmesini sağlayan yükseklik ve genişliği), üçüncü yolun inşası için uygun değilse bu yol, köprünün dışından geçecek” diyor. Çelik, hat üzerindeki istasyonların yeni sisteme engel olması durumunda ise taşınabileceğini söylüyor. Örneğin tarihi Yeşilköy İstasyonu, sökülerek yakınlarda bir yere taşınacak. Çelik, sadece Yenikapı’da başka yere nakledilecek tarihi bina sayısının dört olduğunu belirtiyor. Bazı istasyonların taşınması ise -Göztepe İstasyonu’nda olduğu gibi- zarar görme ihtimali çok yüksek olduğu için mümkün olmayacak. Çelik, bu yöndeki sorulara, “Göztepe İstasyonu’nu askıya alacağız ve yeni yolu, istasyonun altından geçireceğiz” cevabını veriyor.

“Demiryolu hattı bütündür, bozulamaz”

Ümit Çelik, “Tarihi hattın bütünlüğü ve bu bütünlük içindeki sosyal değeri düşünüldüğünde, yeni raylı sisteme uygun olmadığı görülüyor. Bu konuda bir doktora tezi bile var” sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
“Marmaray, farklı disiplinlerden gelen uzmanlar tarafından yıllardır üzerinde çalışılan bir proje. Herhalde bunca uzman, bir doktora tezinden daha iyi bir çalışma ortaya koymuştur. Modern ulaşım projesini kente zarar vermeden yapmak mümkün olsaydı keşke. Birkaç binanın yer değiştirmesini, tahammül edilebilir bir bedel olarak görün lütfen.”

Marmaray Projesi, sunduğu ulaşım çözümleri, yarattığı arkeolojik tartışmalar, ekonomik maliyeti ve deprem güvenliği tartışmaları yanında tarihsel dokunun korunması konusunda da kendinden uzunca bir süre söz ettirecek gibi görünüyor.

1 Yorum

Yorum yazın