Yaşam

Lösemi tedavisine ithal kit engeli

Yazan: Billur Akbaş

Bir yılda gelen kemik iliği bağışçısı bir günde başvuruyor, analiz için kullanılan kitler ithal edilemediği için kan örnekleri bekletiliyor.

Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi’nde tedavi gören 7 yaşındaki Lösemi hastası Melis Akbaş için başlatılan kampanya, Türkiye’de uygun ilik bulunması konusundaki eksiklikleri gündeme getirdi. Melis için aranan iliğin, bugün Dünya İlik Bankası’nda bulunduğu ve Melis’e yüzde 90 uyan iliğin, gerekli taramaların ardından yirmi gün içinde Türkiye’ye yollanacağı açıklandı. Bu gelişme, oldukça sevindirici ve umut verici bir haber olarak kamuoyunun gündemine girdi. Ancak Türkiye’de lösemi tedavisi için gereken kapsamlı bir kemik iliği bankası bulunmadığı gibi donörlerin dokularını analiz etmek için kullanılan kitlerin ithalatında bile sıkıntılar yaşanıyor.

Ekim ayı ortasında Melis için başlatılan kemik iliği kampanyasının ardından basında çıkan bazı haberler, hastanelerde kan örneklerinin işlenmesi için gerekli cihazların  eksikliğinden söz ediyordu. HaberVs’nin Çapa Tıp Fakültesi, Lösev ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgilere göre sorun cihaz eksikliğinden değil, doku analizi işlemlerine bir tür sarf malzeme olarak kullanılan kitlerin eksikliğinden kaynaklanıyor.

Melis için yürütülen kampanyayla tekrar gündeme geldi

Geçtiğimiz bayram tatili sırasında Melis Akbaş için başlatılan sosyal medya kampanyasının ardından yüzlerce kişi İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne kan vermek üzere gitmiş, ancak alınan kan örneklerine bakılamadığı söylenmişti. İstanbul Tıp Fakültesi hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, medyada cihaz yetersizliği için çıkan haberlerin doğru olmadığını söylüyor. Karan, fakültede doku örneklerine bakmak için gereken cihazların mevcut olduğunu, ancak bu cihazlarda kullanılan kit malzemesinin eksik olduğunu dile getirerek bunun nedenini şöyle açıklıyor:  “Kit malzemesinin alım maliyeti yüksek ve üniversite de buna bütçe ayıramıyor.”

İstanbul Üniversitesi Kemik İliği bankası koordinatörü Prof. Dr. Fatma Oğuz Savran da aynı noktaya işaret ederek, İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı Doku Tipleme Laboratuvarı’nda cihaz ya da teknik donanım yetersizliğinin söz konusu olmadığını söylüyor. Savran, doku tipleme testlerinin çalışılması için ilaçların değil HLA doku gruplarını saptamayı sağlayan kitlerin kullanıldığını ifade ediyor.

Türkiye’de İstanbul Çapa Tıp Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina hastanesi olmak üzere iki tane kemik iliği bankası bulunuyor. Karan’a göre bu hastanelerin altyapılarının güçlendirilmesi zorunlu. Altyapının güçlendirilmesi için de uluslararası kurumlarla ortak çalışılması gerekiyor. Karan ayrıca soruna kampanya odaklı yaklaşmanın da yanlış olduğunu dile getiriyor:
“Bunlar zaman isteyen süreçler.  Toplum reklam odaklı hareket ediyor ve hemen sonuç alamadığı durumlarda tepki gösterebiliyor. ‘hastalar ölüme mi terk edilsin?’ şeklinde reflekslerle karşılaşıyoruz ancak tedavi ve sonuç alma süreci maalesef hemen gerçekleşmiyor”

Bir yılda gelecek donör 1 günde geldi

Çapa Kan Merkezi’nde çalışan yetkililer de Karan’ın ifade ettiği soruna dikkat çekiyor. Yetkililere göre bu tür bağışların böyle bir yol izlemesi yanlış. Kampanyaların yönlendirmesiyle kan merkezlerine akın edildiğini ve kendilerine bir yılda gelecek donörün bir günde geldiğini ifade eden yetkililer, kan bağışında bulunan donörlerin, hemen sonuç almak istediklerini ancak bunun mümkün olmadığını ifade ediyor. Kan merkezi yetkililerine göre, yapılan bağışların etkili olabilmesi için hastanın da tedaviye cevap verebilecek bir döneme girmiş olması önemli.

LÖSEV (Lösemili Çocuklar Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog Dr. Üstün Ezer de başlatılan kampanyanın ardından binlerce kişinin kemik iliği vermek için kan bağışı yapmasının doğru bir yol olmadığını ifade ediyor. Ezer, aynı anda çok sayıda kişinin doku örneğini inceleyecek bir sistem bulunmadığını, izlenecek en doğru yolun, bu işin kontrolünü bir sivil toplum kuruluşuna vermek ve bakanlık denetiminde üniversitelerle birlikte çalışmak olduğunu söylüyor.

“100 bin TL ödenek pazartesi geliyor”

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 25 Ekim’de Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma hastanesinin açılış töreninde İstanbul Üniversitesi Kan Merkezi’nden alınan kan numunelerinin işlenememesi sorununa değinmiş ve şu açıklamayı yapmıştı: “İstanbul Üniversitesi Rektörü ile görüştüm. Pazartesi günü (28 Ekim) itibariyle kendisine 100 bin lira, tüm birikmiş kanların tahlilini yapacak ödeneği kendisine göndermiş olacağız.”

Kitlerin maliyetinin oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Başhekim Mehmet Akif Karan, bakanlığın göndereceği 100 bin TL ile bu ihtiyacın karşılanamayacağını ifade ediyor ve ekliyor: “Bize para yardımı yapılmasından ziyade, kit malzemesinin alımında yardımcı olunması daha yararlı olur.”

Kemik İliği Bankası’na herhangi bir bütçenin ulaşmadığı yönündeki haberler medyada yer alırken Sağlık Bakanlığı, HaberVs’ye 100 bin TL’nin nakit olarak hesaba aktarılmayacağını, doku tipleme kitlerinin bakanlık tarafından satın alınacağı bilgisini verdi.

“Sağlık Bakanlığı adım atmamamızı istedi

Melis Akbaş olayı kemik iliği nakli konusundaki bürokratik engelleri yeniden gündeme taşırken bu alanda çalışan en büyük sivil toplum örgütü olan LÖSEV, Sağlık Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliği değiştirerek LÖSEV’e yetki vermesini, sorunun çözümünde en etkili adımlardan biri olarak görüyor.

Türkiye’de iki tane kemik iliği bankası bulunuyor ancak bu bankalar ihtiyacı karşılayacak düzeyde donanımlı ve etkin olmayan bankalar. LÖSEV yetkilileri ise daha önce bir üniversiteyle işbirliği yaptıklarını ve Sağlık Bakanlığı’na başvurduklarını söylüyor. Ancak Bakanlık, kemik iliği bankasının bakanlık bünyesinde kurulacağını belirterek LÖSEV’den bu yönde bir adım atmamasını istiyor. LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer Türkiye’nin bu veri bankasına ihtiyacını dile getirerek beklemenin hiçbir anlam ifade etmediğinin altını çiziyor.

Yorum yazın