Genel

Kriz, evdeki şiddeti artırıyor

Yazan: Filiz Küçük

Ekonomik kriz, patronlar, küçük hissedarlar, CEO’lar, genel müdürler, beyaz yakalılar, mavi yakalılar derken her gün daha fazla kişiyi etkisi altına alıyor. Ancak krizden nasıl etkilendiği hiç tartışılmayan bir kesim var ki, onlar çözümü yine kendi aralarında tartışarak bulmaya çalışıyorlar. Kadınlar, 8 Mart yaklaşırken seslerini duyurmak ve krizde yaşanan sorunları paylaşmak için Kadıköy Kazım Koyuncu Kültür […]

Ekonomik kriz, patronlar, küçük hissedarlar, CEO’lar, genel müdürler, beyaz yakalılar, mavi yakalılar derken her gün daha fazla kişiyi etkisi altına alıyor. Ancak krizden nasıl etkilendiği hiç tartışılmayan bir kesim var ki, onlar çözümü yine kendi aralarında tartışarak bulmaya çalışıyorlar. Kadınlar, 8 Mart yaklaşırken seslerini duyurmak ve krizde yaşanan sorunları paylaşmak için Kadıköy Kazım Koyuncu Kültür Merkezi’nde ‘8 Mart: Ekmek ve Gül İçin’ etkinliği kapsamında düzenlenen ‘Kadınlar Krizi Konuşuyor’ forumunda fikirlerini paylaştılar.
Krizde en çok ezilenler kadınlar

Forumda konuşan çevirmen-yazar Hülya Civelek, kriz bahanesiyle en çok ezilenlerin kadınlar ve çocuklar olduğunu ve işverenlerin krizi silah olarak kullandığını belirtti. “Patronlar krizi bahane ederek daha fazla sömürüyor ve ezilmemize neden oluyorlar. Bunu çok rahatlıkla kullanabiliyor sizi çalıştıranlar. Eve geliyorsunuz evde eşinize yansıyor; siz çocuğunuza yansıtıyorsunuz, o okuyorsa okul ona yansıtıyor. Okullarda borçtan dolayı doğal gaz yanmıyor; velilerden para istiyorlar bu yüzden. Çocuğun muhatabı anne, okulun sıkıştırdığı muhatap aldığı anne, ama kadının cebinde para yok. O baskının yanında, çocuğun soğukta okuyor olmasının baskısı da kadının omuzlarına biniyor. Psikolojik olarak çok yıpratıcı bir durum bu. Çocuğun sürekli ihtiyaçları var ve ilk temas ettiği kişi anne oluyor. Kadınlar artık çocuklarını okula götürürken, hocalarla, müdürle yüz yüze gelmemek için okula girmeden çocukları dış kapıdan bırakıyorlar” dedi.
Kriz mağdurları

Kadınların, krizin etkisini yaşayan toplumsal kesimin ana omurgasını oluşturduğunu belirten Kazım Koyuncu Kültür Merkezi genel sekreteri Özge Ozan, bu dönemlerde en çok işten çıkarılanların kadınlar olduğunu ekledi. “Otomotiv ve tekstil sektörünün kalbi Bursa, kriz yüzünden ekonomik olarak çökmüş durumda. Her gün 10 binlerce kişi işsiz kalıyor. Tekstil, kadınların en yoğun çalıştığı sektörlerden biri. Kadınların işsizlik oranında çok büyük artış var. Kadınlar öncelikle işten çıkarılanlar oluyorlar. Çünkü erkek eve ekmek götürür; kadını hemen gözden çıkarıyorlar” dedi.
Kadınların çalışabilmesi için gerekli olan temel koşulların kriz bahanesiyle ortadan kaldırıldığını ifade eden Ozan, ücretlerin aşağıya çekildiğini; yemek ücretleri, emzirme ücreti gibi hakların kesildiğini ve maaşların geç ödendiğini vurguladı. “Kadınlar şunu hesap etmeye başlıyor: ‘İşten alacağım para kreşe vereceğim paraya denk geliyorsa, çalışmayayım çocuğuma ben bakayım daha iyi’ diyorlar. Çalışmama mecburiyet değil, özel tercihmiş gibi gösteriliyor” dedi.

Eğitimde ve sağlıkta ilk gözden çıkarılanlar

Taksitleri ödeyemedikleri için, özellikle kız çocuklarını dershanelerden almaya ve ücretsiz kurs ve etüt merkezlerine göndermeye başladıklarını belirten Özge Ozan, eğitim alanında da ilk ihtiyaçlarından kısılanların kız çocukları olduğunu söyledi. Krizin etkisinin çok uzun süreceğinin herkes tarafından bilindiğini ve bu işin derinleşerek kadınların yaşamında ayakta kalma anlamında çok ciddi hasarlar bırakacağını düşündüğünü ekledi. “Kadınların sağlık hizmetlerine ulaşma kanalları çok zayıf. İstanbul’da bile tam teşekkülü bir hastaneye ulaşma şansı olmayan çok sayıda kadın yaşıyor. Sağlık ocaklarını kapattılar; kadınların ilk elden sağlık hizmeti için kapısını çalacağı yerler kapatılıyor. Oradaki hizmetler ticarileştiriyorlar” dedi.

Yuva dişi kuşun sırtında

Bu kriz döneminde, ısınma ve yiyecekten tasarruf etmek için, geniş ailelerin küçücük dairelerde bir arada oturmaya başladığını ifade eden Özge Ozan, bu durumda kadın ve çocuğun ruh sağlığının bozulduğunu, kadının daha fazla ezildiğini, erkeğin de günlük sıkıntısını kadına yüklediğini belirtti. “Kadınların, ekonomik krizlerde evde harcadıkları emek çok fazla artıyor. Çünkü bir dönem önce dışarıdan alabildiği şeyleri de evde yapmaya başlıyor. Yamama, onarma, reçel yapma, yaşlı ve çocuk bakımı, hepsinin üstüne kalması, yani ev içi emeğinin artması anlamına geliyor” dedi.

Kriz dönemi sadece yokluk, yoksulluk, açlık, işsizlik olarak vurmuyor kadını. Kriz dönemleri çok ciddi bir şekilde şiddet olaylarının tırmandığı zamanlar. Kadıköy Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü’ne yapılan başvuruların kriz sonrasında çok arttığını belirten Kadıköy Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü çalışanı Fatma Yılmaz, kadınlara yönelik meslek edindirme, ikinci el giysi, gıda yardımının yanı sıra, kadın sığınma evi için her gün en az 3-4 kadının başvuruda bulunduğunu söyledi.

Yorum yazın