Medya

#korsangazeteciligeson mu?

Yazan: Melek Karakuş - İpek Gündüz
HaberVs

“Gazetelerin içeriği sadece gazetelerindir” kampanyasını yürüten Doğan Grubu avukatı Hakan Hanlı'ya göre 20 gazetenin amacı, Basın Kanunu'nu güncelleştirmek.

Dün 20 gazetede tam sayfa yayımlanan “Gazetelerin içeriği sadece gazetecilerindir” başlıklı ilan, bu gazetelerin adeta internet medyasına “savaş ilanı” gibiydi. #korsangazeteciligeson etiketiyle Twitter’da da tartışmaya açılan ortak deklarasyonda, imzası bulunan gazetelerde yer alan haber, karikatür, köşe yazısı ve fotoğrafların internet sitelerinin yanısıra televizyonlar ve radyolarda da kullanılmasının engelleneceği söyleniyordu.

Savaş ilanı dememiz boşuna değil. “Ürettiğimiz ve bütün hakları bize ait olan; haber, yorum, köşe yazısı, fotoğraf, karikatür, grafik, çizgi ve sayfa dizaynı gibi materyallerin hiçbir şekil ve hacimde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. 1 Ekim 2012 tarihinden itibaren, hiçbir televizyon kanalı, internet sitesi ve haber portalı, aşağıda imzası bulunan gazetelerin içeriklerini kaynak göstererek dahi kullanamayacaklardır” denilen içinde bolca “fikir ve emek hırsızlığı”, “pervasızlık”, “çalma” sözcükleri geçen deklarasyonda gazete içeriklerinin kaynak dahi gösterilse kullanılmasına izin verilmeyeceği, aksi durumda hukuki süreç başlatılacağı söyleniyordu.

“Korsan”a karşı gazeteler

Akşam, Bugün, Cumhuriyet, Fanatik, Fotomaç, Güneş, Habertürk, Hürriyet, Hürriyet Daily News, Milliyet, Posta, Radikal, Sabah, Star, Takvim, Today’s Zaman, Türkiye, vatan, Yani Şafak, Zaman

Deklarasyonun imzacılarının Türkiye medyasının editoryal bağlamdaki sorunları, medya patronlarının ekonomik ilişkileri, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılar ve bu baskıların yansıması olan kötü gazeteciliği dert edinmediklerini söylemek mümkün. Özellikle internet teknolojisinin gelişmesiyle yazılı basının yaşadığı kan kaybı, maliyetlerin yüksekliğine karşın kâr edilememesi, reklam pastasından alınan payın küçülmesi gibi unsurlar bir arada düşünüldüğünde ilanın niyeti anlaşılıyor.

Ancak yine de deklarasyonun nereden çıktığı, kampanyayı kimin yönettiği, neden miladın 1 Ekim olduğu, benzer “emek hırsızlığının” imzacı gazetelerin internet sitelerinde ve hatta basılı gazetelerde de yapıldığı, kendilerine haber kanalı demesine rağmen özel haber kavramından uzak haber kanalları da dahil olmak üzere televizyon kanallarının sadece yazılı haberleri görüntülü haber haline getirmesinin nasıl engellenebileceği gibi bir dizi soru ortaya çıkıyor.

İmzacı gazetelerde konuyla ilgili bir haber de yok. Gazetecilerin, Twitter da dahil olma üzere tartışmadan uzak kaldığı görülüyor. 20 gazetenin imzasının bulunduğu bir ortak deklarasyonla ilgili muhatabın kim olduğunu araştırdığımızda ise karşımıza Doğan Medya Grubunun avukatlarından Hakan Hanlı çıktı.

Hakan Hanlı, HaberVs’nin sorularını cevapladı.

Fikir babası: Vuslat Doğan Sabancı

Özgürlükleri kısıtlamadıklarını vurgulayan Avukat Hanlı, mevcut yasaların dijital medya alanındaki düzenlemelerle ilgili eksikleri bulunduğunu, haksız rekabet yoluyla zenginleşmeye yol açtığını söyledi. Fikrin sahibinin başta Hürriyet Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı olmak üzere imzaları bulunan tüm gazete ve bağlı bulundukları medya gruplarının yöneticileri olduğunu belirten Hanlı kampanyanın çıkış hikâyesini, “Kampanya ocak ayında Doğan Grubu bünyesinde bu konuyla ilgili birimler tarafından değerlendirdi. Bütün basın mevzuatlarını masaya yatırıp Türk Basın Kanunu’nun taslak metinlerini hazırladık. Şubat ayında bütün basın gruplarına dağıtıldı. Medya Derneği Platform’u da destek verdi. Burada toplanmayı uygun gördük. Bütün gruplardan geri bildirim alıp taslak metinlerle Medya Derneği Platform’unda toplanıldı. Ben de vekilen bu kampanyayı yürüttüm” diye anlatıyor.

Mevcut kanunların yazılı basını korumaması ve dijital medya alanını düzenlememesinden, eksiklikler bulunmasından dolayı kampanyanın başladığını belirten Hanlı şöyle devam ediyor:

“Amaç, Basın Kanunu’nun güncelleşmesi”

“Deklarasyonun duyurulmasından önce ulusal ve uluslarası kaynakları da tarayarak özenli bir çalışma yürütüldü. Türkiye’deki tüm medya gruplarının hukuk müşavirleriyle beraber ülkenin ihtiyaçlarına uygun bir yasa taslağı hazırladık. Burada yaptığımız çalışma eksikliklerini gördüğümüz Basın Kanunu’nun güncelleştirilmesiyle yapılan bir çalışmadır. İçeriğin korunmasını istiyoruz. Fikir ve emek hırsızlığı suçuna yani intihal suçuna karşı mücadele veriyoruz. Haber sitesi sahipleri almış oldukları reklamlarla, yazarların makalelerini, muhabirlerin özel haberlerini sitelerine ekleyip haksız zenginleşiyor. Sebepsiz zenginleşmeye, fikir hırsızlığına karşı yapılmış bir kampanya. Biz özgürlüğü kısıtlamıyoruz. Fatih Altaylı’yı mı okuyacaksınız girer Habertürk’ten okurusunuz. Yılmaz Özdil’i mi okuyacaksınız girer hürriyet.com’dan okursunuz. İnternet siteleri bütün makaleyi koyup sonundaki kelimeyi yazmayıp nokta nokta yapıyor. Sonra alıntı yaptık diyor. Bu ahlaksızlık.

“İnternet, kendi imkânları ve içeriğiyle var olmalı”

“Medya grupları, gazeteler özellikle internet teknolojisine çok büyük yatırımlar yaptı. Yazarlarımızın makaleleri, muhabirlerimizin özel haberleri özellikle grafik, tasarım kısacası içeriğe bir emek harcanıyor. Böyle olunca medya sektöründe dijital yatırımların bir getirisi olması gerekiyor. Bağımsız internet siteleri olmasın demiyoruz kendi yazarıyla, kendi muhabiriyle, kendine ait içerikle var olsun.”

Uyarı
HaberVs, haberi “alıntılamak” isteyen yayın kuruluşlarının editörlerinden, bari bu kutucuğu çıkarmayı unutmamasını rica eder.

Deklarasyon metninde kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamayacağı vurgulanmasına rağmen Hanlı, haber ya da yorumları üretenlerden izin alınıp kaynak gösterilerek alıntı yapılmasına karşı olmadıklarını söyledi. Hanlı ilanda özellikle bu konuda vurgu yapılmasını ise “caydırıcı olması için” diye açıkladı. Öncelikle künyesi belli olmayan internet sitelerini hedef aldıklarını belirten Hanlı, “Diğer kaynak kullanımları kendiliğinden süreç içerisinde düzelecek. Öncelikle içerik için kaynaktan izin alınıp kaynak gösterilecek. Hukuki yaptırımında da kanunda belirtilen hapis cezalarını para cezasına çevirmeyi öneriyoruz” dedi.

“Tüm gazetelere sorduk, cevap vermeyenler oldu”

Hanlı deklarasyon metninde imzacı olarak yer almayan gazetelerin yöneticilerine de teklifte bulunduklarını yanıt alamadıklarını söyledi. Ancak HaberVs'nin ulaştığı gazeteler kendilerine ulaşılmadığını belirtiyor. 

1 Yorum

  • iIetişim teknolojilerinin ve özellikle internetin günümüzde ulaştığı çok boyutlu kapsamı doğru anlamak ve (mümkün olduğunca) doğru yönetmek itibarıyla biraz beyhude bir çaba gibi görünüyor, çünkü konuyu gazeteler açısından 'ürettikleri değerin korunması' bakımından, ya da daha geniş bir karşı platformda 'özgürlüklerin korunması' bakımından değerlendirmek yetersiz kalacaktır…

Yorum yazın