Gündem

Kolektif yumurta tarihi

Yazan: HaberVs
egemenbagis.com.tr ve CİHAN

Yumurta atma eyleminin kısa tarihi boyunca üniversite öğrencilerine, farklı suçlar isnat edildi. Siyasetçiler farklı tepki verirken, yargı tutarsız kararlara imza attı.

Bürokratların ama en çok da kabine üyelerinin, ziyaret ettikleri üniversilerde öğrenciler tarafından yumurtayla protesto edilmesi özellikle son üç yılda sıkça tanık olunan bir eylem türü.

Yakın tarihimizin akılda en çok yer eden yumurtalı eylemi o dönem Devlet Bakanı ve Başmüzakereci olan Egemen Bağış’a karşıydı. Bağış, 18 Ekim 2010’da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (AÜSBF) katıldığı konferansta Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Nihal Çarıkçı’ın attığı yumurtanın hedefiydi. Yumurtanın isabet ettiği Bağış, Cebeci Polis Karakolu’na giderek siyah ceketinin sol üst kısmının kirlendiğini belirterek şikayetçi oldu.

“Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret”

Bu eylem türü için üniversite öğrencilerine açılan ilk dava da Egemen Bağış’a nasip oldu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Fuat Hazel’in hazırladığı ve Bağış’a yumurta atan öğrencinin
kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” suçu işlediğini savunan iddianâme, Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Öğrenci Nihal Çarıkcı 10 Şubat 2011’de yapılan ilk duruşmada “suçun unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle beraat etti.

Bağış, Çarıkcı’nın beraat kararına sevindiğini belirtip “Yaşanan süreç yumurtanın terör ve şiddet aracı olmasını engelledi” dese de Bakan’ın yumurta karnesi bununla sınırlı kalmadı.

“Kasten yaralama”

9 Aralık 2011’de Ege Üniversitesi kampüsündeki bir heykel açılışı sırasında öğrenciler Ayberk Demirhan ve Esin Çalışkan Bağış’a yumurta attı. Yumurta’yı Bağış'ın sağ gözünün altına isabet ettiren Çalışkan’ın “kasten yaralama” suçuyla beş yıla kadar hapsi istendi. Aynı eylemde “AKP defol, üniversiteler bizimdir” diye slogan atan Demirhan’ın ise “hakaret” suçu işlediği gerekçesiyle iki yıla kadar hapsi istendi.

İzmir 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nde 29 Aralık 2012’de görülen davada Ayberk Demirhan beraat ederken, Esin Çalışkan “memuru kasten yaralamak” suçlamasıyla beş ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza ertelendi.

Bağış: “Protesto değil, yaralama amaçlı”

Bakan Bağış, muhatap olduğu bu ikinci yumurta davasında alınan kararın ardından, “Bu bir yumurta atma veya protesto davası değil, bu bir insan yaralama davası ve bu benim şikayetimle açılmış bir dava değil, tamamen savcıların kendi inisiyatifleriyle açtıkları bir kamu davası” dedi.

Bağış ve “yumurta” kelimeleri pek çok kez bir araya gelse de elbette her öğrenci aynı görüşte değildi: Çankaya Üniversitesi öğrencileri 19 Aralık 2011’de kendisine, içinde oyuncak bulunan “sürpriz yumurta” (çikolata) hediye etti.

Ankara Üniversitesi’ndan sonra ilk yumurta eylemi, 26 Kasım 2010’da Anadolu Üniversitesi’nde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a karşı yapıldı. Öğrenci Kolektifleri üyesi öğrencilerin attığı yumurtalar Kılıç’a isabet etmedi. Üç öğrenci, gözaltına alındıktan sonra “denetimli serbestlik” hükmü gereğince serbet bırakıldı ancak haklarında “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” suçlamasıyla dava açıldı.

Eskişehir 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nde 3 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle yargılanan öğrenciler Yakup Çetinkaya ve Tevfik Caner Ertay, 7 bin 80 lira para cezasına çarptırıldı. Ceza ertelendi.

“Kamu görevlisine görevini yaptırmamak amacıyla cebir kullanmak”

Yumurta atmanın, üniversite öğrencileri için artık simgeleşen bir protesto olduğunu düşündüren eylem ise yine aynı yıl ve yine AÜSBF’de 8 Aralık 2011’de gerçekleşti. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Burhan Kuzu, CHP’li Süheyl Batum’la birlikte katıldığı “Türkiye’de Anayasa Sorunu” başlıklı konferansta öğrencilerin “Kollektif Yumurta Şenliğine Hoşgeldiniz” pankartıyla karşılandı ve adeta yumurta yağmuruna tutuldu. Kuzu öğrencilerden şikâyetçi olmadı. Ancak 13 üniversite öğrencisinin, “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” ve daha önceki davalara ek olarak “kamu görevlisine görevini yaptırmamak amacıyla cebir kullanmak” suçuyla 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 21 Şubat 2012’de ilk celsesi görülen bu dava devam ediyor.

Kuzu, 14 Mayıs 2012’de de, bu kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ne (ÇOMÜ) bağlı Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde yumurta ile protesto edildi.  Yumurtayı atan Kolektif üyelerine açılan dava “kamu adına kovuşturmaya yer olmadığı” gerekçesiyle düştü.

Kuzu ve Bağış'ın tepkileri

Burhan Kuzu ve Egemen Bağış örneğinde siyasetçiler, kendilerine atılan yumurtalara karşı tutarlı tepki de vermedi.

Fotoğraf: Penguen

Fotoğraf: Penguen

2011’de AÜSBF’deki eylem sonrasında “30 yıldır hocalık yapıyorum. Bu kadar beyinsiz öğrenci grubunu bir arada görüyoruz. O yumurtaları atacaklarına yeseler, beyinlerine daha iyi gelir” açıklaması yapan Kuzu bu eylemden sonra öğrencileri affettiğini söyledi. Anayasa Komisyonu Başkanı, bu ilk olaydan 6 ay sonra İstanbul Üniversitesi’nde katıldığı konferansta “Öğrenciler yumurta attıktan sonra saçım çıktı” espirisi bile yaptı. Ancak ÇOMÜ’deki ikinci kişisel yumurta vakası hakkında aynı esnekliği göstermedi.

Eylemcileri “protein eksikliği“yle eleştiren, açılan davanın protestoya değil yaralama girişimine karşı olduğunu savunan Bakan Bağıs isekonuyu kapağına taşıyan Penguen dergisi ise takdir etti:  Penguen'cilere kızamadım. Dalga geçmekle beraber iyi espiri yakalamışlar. Aferin.”

Fotoğraf: Öğrenci Kolektifleri

Fotoğraf: Öğrenci Kolektifleri

Öğrenci Kolektifleri, ODTÜ 2012 Bahar Şenliği'nde yerleşkeye “yumurta standı” kurarak  eylemlerine sahip çıktı. Bu standda yumurta hedefi olarak Egemen Bağış, Burhan Kuzu ve Recep Tayyip Erdoğan’ın resimlerine yer verdi.

Bağış ve Kuzu’dan önce ya da sonra yumurtayla protesto edilen diğer siyasiler de bulunmasına rağmen, asla bu iki isim kadar popüler olamadı.

İstanbul Üniversitesi'nden, Bakanı ve davetlileri protesto etme “suçu”

Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, İstanbul Üniversitesi’nde (İÜ) 19 Mart 2010’da Öğrenci Kolektifleri üyesi bir grubun yumurtalı protestosuna uğramıştı. Yumurtalar bakana isabet etmese de sekiz öğrenci gözaltına alınmış ve İÜ yönetimi 30’a yakın öğrenci hakkında soruşturma başlatmıştı. Öğrenciler adli ceza almadı ancak İÜ bu öğrdenci protestosuna “seyirci kalmadı.” 24 Ocak 2011’de açıklanan soruşturma kararlarıyla öğrencilere bir ay uzaklaştırma cezası verildi. İşledikleri “suç” tebligatlara şöyle yansıdı: “Cemil Birsel Konferans Salonu’ndaki konferans esnasında bakanı ve diğer davetlileri protesto etmek.”

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise 14 Kasım 2012’de Uludağ Üniversitesi’nde kendisi için düzenlenen fahri doktora töreninde 5 öğrenci ve 12 Aralık 2012’de Hacettepe Üniversitesi’ndeki bir konserde 12 öğrenci tarafından yumurta ile protesto edildi. Her iki eylemde de öğrenciler gözaltına alındı. Öğrencilere dava açıldığına dair bir bilgi basına yansımadı.
Bakan Günay, özellikle ikinci olayda polisin öğrencilere sert müdahalede bulunmaması için emniyet güçlerini uyarmıştı. Ve bu iki olaydan sonra, tıpkı diğer bakanlar gibi, üniversite ziyaretleri sırasında olası yumurta saldırılarına karşı “yakın korundu“.

Yumurtanın suç yelpazesi ve eylemcilerle ilgilenen bakanlar

Son olarak kabinenin iki üyesi, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, 1 Mart’ta farklı şehirlerde üniversiteli eylemcilerin yumurtalı protestosuna maruz kaldı. 3, Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Bakan Yazıcı’ya İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde düzenlenen Vergilendirme Dönemi Ödül Töreni’nde yumurta attı. Yumurtalar Bakan Yazıcı’ya isabet etmedi. Gözaltına alınan öğrencilere 5682 sayılı “Kabahatler Kanunu”nun 41. maddesine göre işlem yapıldı ve 30’ar TL para cezası kesildi.

Bakan Yazıcı, protestoyla ilgili “Kafalarını bilgiyle doldursunlar. En büyük sermayemiz bilgi. Kız öğrencimiz konuşmaya başladığında bıraktım konuşsun. Konuşması beni incitecek boyutta bile olabilirdi. Ama bu önemli değildir. Yumurta atmak acizliktir. Bu arkadaşlarla yakından ilgilenmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Fotoğraf: GSB

Fotoğraf: GSB

Aynı saatlerde Adana’da öğrenci Emre Ersel E. tarafından protesto edilen Bakan Suat Kılıç, kabine arkadaşı Yazıcı’nın düşüncesini doğrularcasına protestocusuna ulaştı ve yaklaşık bir saat sohbet etti. Benzer eylemi İzmir’de yapan öğrencilere Kabahatlar Kanunu’na göre para cezası kesilirken, basının yorumuna göre Suat Kılıç Emre Ersel’i hem karakoldan çıkardı, hem de yuttan atılmasını engelledi.

HaberVs
’nin bu olay üzerine görüş aldığı GSÜ Hukuk Fakültesi’nden Dr. Güçlü Akyürek, öğrencilere isnat edilen “suç”un tamamen yoruma dayandığını, bu eylemin ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirebileceğini ancak suç sayılsa bile bir Bakan’ın buna müdahale hakkı bulunmadığını dile getiriyordu.

Başbakan ve ertelenmeyen ceza

Yumurta atma eylemlerine yönelik ertelenmeyen tek ceza, 11 Şubat 2006’da Mersin’i ziyaret eden Başbakan Tayyip Erdoğan’a karşı bu yönteme başvuran Halkevleri üyelerine verildi.

Hükümetin sağlık ve eğitim politikalarını protesto eden 9 kişi, Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde izinsiz toplantı ve gösteri ile Başbakan’a görevinden dolayı hakaret suçlarından tutuksuz yargılandı ve her birinin 13 yıla kadar hapsi istendi.

Mahkeme, 1 Aralık 2012’de aldığı kararda Mahir Unsuroğlu ve Okay Kınık’ı 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu ceza 'iyi halden' 1 yıl 2 aya indirildi. Sanıkların “pişman olmaması” ve “suç işlemeyeceklerine dair kanaat oluşmadığı” gerekçesiyle de cezalar ertelenmedi. Ozan Güner, Şenol Yalçınkaya, İbrahim Polat, Ramazan Tunç, Ufuk Kurtulmaz, İlknur Çiçek ve Ozan Gül'e ise 1'er yıl hapis cezası verildi. Bu cezalar 11 ay 20 güne indirildi.

Yorum yazın