Kültür Mirası

Kilisedeki 1915

Yazan: Gökhan Tan

Hiçbir millete, hiçbir topluluğa düşmanlık, kin beslenmeyen, önyargıyla yaklaşılmayan bir coğrafyada yolu 1915'ten geçen bir kilise ve bir mezarlık*.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın İstanbul Kumkapı’daki Vortvorts Vorodman Kilisesi’nin açılışındaki konuşması (28 Aralık 2011):

“Türk-Ermeni ilişkisini sadece 1915 olaylarının tek taraflı ve suçlayıcı yorumuna dayandırmak, bin yıllık dostluğa, tarihe, kader birliği yapmış bu iki millete ihanettir. (…) Fransa gibi üçüncü ülkelerin, küçük hesaplar ve siyasi çıkar sağlamak amacıyla bu sürece müdahil olması yanlıştır. Biz tarihimiz boyunca hiçbir millete, hiçbir topluluğa düşmanlık, kin beslemedik, önyargıyla yaklaşmadık. Tüm dünya bugünlerde bu toprakların her köşesinde hayat bulan ‘cami, kilise ve havranın yan yana olması’ anlayışına muhtaçtır.” (hayatiyazici.com.tr)

Her kelimesine ayrı özen gösterildiği anlaşılan bu konuşmadan tam 35 gün sonra, 2 Şubat’ta, “hiçbir millete, hiçbir topluluğa düşmanlık, kin besleyemeyen, önyargıyla yaklaşmayan” ülkenin Malatya şehrinin Ermeni mezarlığında, inşaatı devam eden gasilhane, son dua yeri ve bekçi evi belediye tarafından yıkıldı.

Malatya Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün 4 Şubat’ta yaptığı basın açıklamasına göre, belediye ekipleri Ermeni mezarlığına, kendilerine ulaşan şikayet ve ihbarlara istinaden gitmişti. Sadece yapımı süren bekçi evi yıkılacakken, belediye ile yıkım ekipleri arasındaki iletişim kopukluğundan kaynaklanan bir hatadan dolayı gasilhane ve son dua yeri de yıkıldı. Açıklamaya göre, ayrıca “Bu coğrafyada yaşayan hiçbir etnik ve dini gruba yönelik ayrımcı bir tavrımızın olması kesinlikle söz konusu değil”di. 
(Basın açıklaması)

Başkan neye göz yumuyor?

Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır konuyla ilgili konuşmaktan kaçınıyor. Gerçekte belediyenin kendi alanı ve sorumluluğunda bulunan mezarlığa neden hizmet götürmediğini, söz konusu yapıları kendi imkanlarıyla yapmak için izin isteyen, bunun için Malatya’ya giden 40 kadar Ermeni’ye ne cevap verdiğini ise Arman Olguneser’in Agos’ta 3 Şubat’ta yayımlanan “Mezarlığınıza bir dua yeri yapmak için kapı kapı dolaşmak ne demektir, bilir misiniz?” başlıklı yazısından öğreniyoruz:

“İşin sohbet kısmı güzeldi (…) Hepimiz kardeştik, hepimiz Malatya’nın havası ile büyümüş, Beydağ’ının suyunu içmiştik, bu ülkenin zenginliği ve rengi idik. (…) ama, Malatyalı Belediye Başkanımız mezarlığımıza bir bekçi evi yapamayacağını söylüyordu. ‘Belediyeye maddi yük olacaksa, parasını biz toplayalım, siz yaptırın’ dedik, yine olmadı. Ya kendisi de bu mezarlığın imar edilmesini istemiyordu ya da kendi istiyor ama birileri ‘gavur mezarlığına mı destek oluyorsun’ diye soracak olsalar ne diyecekti?

Aslen size ait bir mezarlığa bir bekçi evi ve son dua yeri yaptırmak için kapı kapı dolaşmak ne acıdır bilir misiniz? Biz biliriz. Allah kimseye yaşatmasın bu acıyı. Sizler vergi veren vatandaşlar olarak dedelerinizin yattığı mezarlığınıza bir bekçi evi yapmak veya musalla taşı koyacak bir yapı yapmak için para toplamak zorunda değilsiniz. Dikkat ederseniz ‘sizler’ dedim. Çünkü ‘biz’ vergimizi vermemize rağmen, mezarlığımızın tapusu da elimizden alınmasına rağmen, ‘parasını biz aramızda toplayalım siz yaptırın bari’ dememize rağmen olmuyor. İşte burada ‘biz’ ve ‘siz’ ayrımı, ‘ötekileştirme’ tüm acısıyla karşınıza çıkıyor.

Derken belediye başkanımız, parasını versek dahi kendilerinin yaptırmayacağı, bize de resmi izin vermeyeceği bu yapı için ‘siz yapın bir şeyler, biz göz yumacağız’ dedi. Hiç yoktan iyiydi bu da.” 

“Soykırım meselesi varken sen…”

Belediye başkanının gözlerini ne kadar süre yumabildiğini 2 Şubat’ta öğrendik. Başkanın gözlerini neye yumduğunu ise 7 Şubat’ta CNNTürk’te yayınlanan 360° programında Oral Çalışlar’dan dinledik. Başkan Ahmet Çakır’la yaptığı görüşmeyi şöyle aktardı:

“Bizim dinine, milletine bağlı vatandaşımız vardır, onların dilekçe yazdığını söyledi belediye başkanı. ‘Siz bir gavur mezarlığını kocaman kilisesiyle, binasıyla bizim başımıza yapıyorsunuz’ diye tepkilerle yüz yüze geldikleri anlaşılıyor. Ve bu tepkileri göğüsleyemeyerek geri adım attıkları anlaşılıyor. (…) Hatta şöyle şeyler de duymuştuk: ‘Tam bu soykırım meselesi var, sen de burada kilise yaptırıyorsun.”

1915'ten sonra işlevini yitiren Vortvorts Vorodman ve Fransa

Malatya'da yıkılan dini yapıların ve Hayati Yazıcı'nın açılışına katıldığı Vortvorts Vorodman Kilisesi’nin restorasyonun projesi aynı isme, yüksek mimar Kevork Özkaragöz’e ait.

Gümrük ve Ticaret Bakanı’nın bu kilisenin açılışına katılmasının nedeni ise mevcut görevi değil elbette. Eski başbakan yardımcısı, geçtiğimiz Haziran’da kapanan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı yönetiminde hükümeti en üst düzeyde temsil eden isimdi. 1915’ten sonra dini işlevini yitiren, Patriklik Kilisesi bitişiğinde harap durumdaki Vortvorts Vorodman’ın restorasyonu, AKB olmak için 2006’da Avrupa Konseyi’ne sunulan ilk projelerden biriydi. Yazıcı’nın “bu toprakların her köşesinde hayat bulan cami, kilise ve havranın yan yana olması”yla ifade ettiği gibi İstanbul’un çok dinliliğinin, çok kültürlülüğününün bir sağlamasıydı. Bürokratik engeller yüzünden en son bitirilen projelerden biri oldu. Açılışı ise, Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasa tasarısını kabul ettiği günlerde Fransa’ya da cevap oldu! 

Ermeni kilisesi devlete ne ifade eder?

Haşa, “hiçbir millete, hiçbir topluluğa düşmanlık, kin besleyemememiz ve önyargıyla yaklaşmamamız” bir yana, azınlıklara ait hiçbir kültür varlığını iyileştirme çabalarını da vitrin süsü yapıyor değiliz. Malatya Belediyesi yıktığı mezarlığın yeniden inşası için her türlü yardım ve kolaylığı vaat ederken, Malatya Valiliği de Ermeni cemaatinin önündeki yasal engeller ve kaynak sıkıntısı nedeniyle yıllardır yenilenemeyen Taşhoran ve Venk kiliselerinin restore edeceğini duyurdu. Gelgelelim devlet bugüne kadar hiçbir kiliseyi, kilise olarak yenilemedi. Yenilenen yapılar başka işlevlerle (müze, kültür merkezi, cami) kullanıldı. Varsayalım ki Malatya’daki kiliseler, dini işlevleri korunarak restore edildi. Sizce bu açılışlara hangi bakanımız eşlik eder, kimliğimiz ve 1915 hakkında “yeni” neler öğreniriz?

* Radikal 2, 19 Şubat 2012

http://twitter.com/gomalak

Yorum yazın