Yaşam

Kadınlara özel metrobüs

Yazan: Ayşegül Aydın

İstanbul’da her gün yüz binlerce insana hizmet veren metrobüslerin, özellikle sabah ve akşam saatlerinde normal kapasitesinin çok üzerinde yolcu taşıması sorunları da beraberinde getiriyor. Yoğunluk çoğu kez, sefer sıklığının 36 saniye olduğu dile getirilen bu araçlarda yer bulunamamasına neden olurken, bir şekilde binmeyi başaranlar adeta balık istifi seyahat etmek durumda kalıyor. Sıranın, düzenin ve saygının […]

İstanbul’da her gün yüz binlerce insana hizmet veren metrobüslerin, özellikle sabah ve akşam saatlerinde normal kapasitesinin çok üzerinde yolcu taşıması sorunları da beraberinde getiriyor. Yoğunluk çoğu kez, sefer sıklığının 36 saniye olduğu dile getirilen bu araçlarda yer bulunamamasına neden olurken, bir şekilde binmeyi başaranlar adeta balık istifi seyahat etmek durumda kalıyor. Sıranın, düzenin ve saygının söz konusu olmadığı bu saatlerin mağdurları ise çoğu kez kadınlar: Kendini içeriye atabilmek için omuz omuza mücadele vermek durumundalar. İçerideyse bir başka sıkıntıyla karşılaşabiliyorlar.

Sorunun farkında olan erkekler de yok değil… Öyle ki, çeşitli forumlarda tacizden korunmaları için “kadınlara özel metrobüs” uygulamasını öneriyorlar.

Konu, “Hanımlar için ayrı metrobüs düzenlenmesi” başlığıyla Ekşisözlük’tegündeme getiriliyor. “Nasılbirdemokrasiistiyoruz” takma adıyla başlığı açan kullanıcı “…bizim kadınlarımız metrobüste ahlaksızca rahatsız ediliyorlar” diyerek durumla ilgili şikâyetini dile getirirken, ayrı metrobüsler oluşturulmasını ve bunlardan sadece kadınların yararlanmasını öneriyor.

“Mecburen çalışan hanımlar”

Metrobüse binen kadınları “Çünkü herkesin hanımı evde oturma gibi bir şansa sahip olamıyor. Kimi ailelerde, gönlümüz hiç razı gelmese de, hanımların da mecburen çalıştıklarına şahit oluyoruz” şeklinde tanımlayan Nasılbirdemokrasiistiyoruz’u,“The last mimzy” eleştiriyor: “Şimdi, dincilerin, toplum içinde kadınların maruz kaldığı sorunları çözme şekli bellidir: “Mağdur edene dokunma, kadına yasak getir veya kadını soyutla.”


Rahatça mini etek giyilebilen” ülkeler

“Women only bus” (kadınlara özel otobüs) diye adlandırılan uygulamayı, Malezya, Güney Kore, Nepal, Pakistan ve Japonya gibi ülkelerde görebiliyoruz. Özellikle yüksek nüfuslu yerleşim bölgelerinde ve yoğunluğun yaşandığı iş saatlerinde baş vuruluyor. Dubai’de talep eksikliğinden kaldırılan bu uygulama, gazeteci Andrew Gumbel’in otobüsleri “bakire binen hamile çıkabilir” şeklinde tanımladığı Meksika’da ise rağbet görüyor. The Independent gazetesine konuşan 29 yaşındaki Sandra Jimenez adlı bir kadın da, Meksico City’de 2008’de başlatılan bu uygulamayı “güzel sürpriz” olarak niteliyor. Uygulama sayesinde, taksi parası vermekten kurtulduğunu belirten Jimenez, özel otobüslerin, kadınlara istedikleri gibi davranma ve giyinme imkânı vereceğini söylüyor. Jimenez “Rahatça mini etek giyebilirim, kimse rahatsız etmez…” diyerek sevincini dile getiriyor.

Uygulama Malezya’da da rağbet görüyor. Fakat yine de yetkililer uyarıyor: “Bu ancak geçici bir çözüm, bir seçenek olabilir.” Thestar.com’a konuşan Malezya Kadın Yardımlaşma Derneği yöneticisi Ivy Josiah, yanlış bir izlenim yaratabileceğini de belirtiyor. “Bazıları, tacizin önüne geçmenin yolunun kadını erkekten ayırmak olduğunu düşünebilir” diyen Josiah asıl önemli olanın zihniyetleri değiştirmek olduğuna dikkat çekiyor.
Yaşanan yoğun taciz ve kap-kaç olaylarının ardından kadınlara özel alanlar yaratan yerlerden biri de Güney Kore. Ülke, kadınlara özel otobüs uygulamasıyla kalmamış, pembe park alanlarından, kadınlara özel taksilere kadar birçok güvenli ortam yaratmaya çalışmış. Seul Kadın ve Aile Vakfı’ndan Cho Young-mi, Korea Joongang Daily gazetesine verdiği demeçte, kadınlara özel alanların, kadınları ötekileştirebileceğini söylüyor. Young-mi “Kalıcı bir çözüm bulmadan kadınları oradan oraya itmek, onları potansiyel suçluların olası tehditlerinden uzaklaştırmak kadınlara iyilik yapmak değil, ayrımcılıktır” diyor.

Cavdar” adlı kullanıcı ise başka bir örnek vererek cevaplıyor: “Gelgelelim ‘Youtube’daki videoları da kaldıramıyoruz. O yüzden, halkımızın mağdur olmaması için, Youtube’u (başlamışken bin beş yüz siteyi daha) erişime engelledik’ demişler. Bakın ne güzel çözüm oldu değil mi? ”diye soruyor. “Kosimina” adlı kullanıcı da, tacizin sadece metrobüste olmadığını, kadınların vapurda, sokakta ve hatta kendi evlerinde bile taciz edildiklerini hatırlatarak, biraz da tiye alıyor başlığı : “Şöyle yapsak olmuyor mu? (Bkz: hanımlar için ayrı dünya düzenlenmesi)”

Bütün bu karşı çıkmaların arasında, öneriye sıcak bakanlar da oluyor. “2002ms” lakaplı kullanıcı, ülkedeki sorunların zihniyet savaşları yüzünden çözülemediğini savunurken “…tacizlerden bir tanesini azaltacaksa bu neden olmasın? Önemli olan bireyin mutluluğu, yaşam kalitesinin seviyesini artırmak değil mi?” diye soruyor. “Bika” adlı kullanıcı da, böyle bir uygulamanın en azından tacizlerin sayısı azalana kadar geçici bir önlem olabileceğini düşünüyor. Fakat biraz da umutsuz “… bunu yapacak olduktan sonra, metrobüs yetmez. Tramvay, otobüs ve bilumum toplu taşıma araçlarına da gerekir. Çıkamayız o yüzden işin içinden” diyor.

Konunun tartışıldığı tek yer Ekşisözlük değil. Wowturkey.com adlı forumda da, son bir senedir benzer bir başlık üzerinde yazışılıyor. “Bayanlara pik saatlerde ayrı metrobüs verilmeli mi?” başlığı bu süre zarfında yirmi sayfalık bir tartışmaya dönüşse de, henüz onlar da net bir sonuca varamamış.

Bu başlık da siteye Metehan Akdoğan, yani yine bir erkek kullanıcı tarafından eklenmiş. Akdoğan, sıkça karşılaştığını söylediği kadın serzenişlerinin üstüne, böyle bir başlığı tartışmaya açtığını belirtiyor. Son şahit olduğu şikâyetçi kadının “Bir bayan bu şartlarda gitmemeli, bu kadar sıkışıklıkta ben rahatsız oluyorum, iyi huylusu var kötü huylusu var” dediğini söyleyen Akdoğan, “Ben bayana hak verdim ve ‘belediye, pik saatlerde bayanlara özel metrobüs kaldırabilir’ dedim. Bu yolcular arasında epey destek gördü” diye ekliyor.

“Biraz dikkat eder misin?”, “Üzerime çıktın. Yavaş!”, “Kolunu çeker misin!”, “Bacağına sahip ol!.” gibi sızlanmalardan kendisinin de rahatsız olduğunu belirten Akdoğan, “İsteyen bayan diğer metrobüslere biner, isteyen de beş dakika bekler kendine özel metrobüsüne biner rahatça seyahatini yapar” diye öneriyor.

Kadın metrobüsüne binmeyen kadın

Tek mağdur kadınlar değil elbette. Hasan Mihrican “Bir erkek olarak metrobüsün sıkışıklığından ben de şikâyetçiyim. Bize ne önerilecek, erkek metrobüsü mü?” diye soruyor. Diğer bir soru ise, kadınlara ait metrobüs yapılırsa, diğerine binmek zorunda kalan kadınlara ne olacağı. Sonuçta bir yere yetişmesi gerekenler, ilk araca binmeye çalışıyorlar. Tevfik Akdora adlı kullanıcı da bunu merak edenlerden. Diğer metrobüse binmek zorunda kalan kadın için: “Tacizden şikâyetçi olduğunda, metrobüs ahalisi koro halinde ‘E kadın, sen de binmeseydin bu metrobüse’ mi diyecek?” diyerek böyle bir uygulamanın kusurlu olacağını belirtiyor.

Erkin adlı kullanıcı da, bu önerinin yanlış olduğunu ve ileride isteklerin değişebileceğini yurt dışından bir örnek vererek anlatmaya çalışıyor. İtalyan Libreidee.org sitesinin de verdiği habere göre, İtalya’daki Kuzey Birliği Partisi’nin milletvekillerinden Matteo Salvini, 2009’da yabancı göçmenler arasında artık azınlık konumuna düştüğünü ileri sürüyor. Bunun üstüne de “Milano metrosunda, Milanolulara ayrı vagon tahsis edilmeli” önerisi getiriyor gündeme.

Laikliğe aykırı mı?

Tartışmalar boyunca genelde bu çözüm önerilerinin, laikliğe zıt, eşitlikçiliğe aykırı olduğu konuşuluyor. Bu çoğunluk, devletin tacizin önüne geçmek için başka çözümler bulması gerektiğini, metrobüs sorunu için de araç sayılarının arttırılması gerektiğini savunuyor. Tartışmanın nadir kadın katılımcılarından Mine Atafırat aynı fikirde değil. Bir AB ülkesinde yaşadığını belirten Atafırat, burada nüfusun az olduğunu ama taşıma araçlarındaki kalabalığın İstanbul’dakine benzediğini anlatıyor. Olaya uygulama yönünden bakılması gerektiğini düşünen Atafırat, “Kadınları (ve de erkekleri) rahatlatmak için böyle bir çözüm getirilmesinde sakınca olmadığını düşünüyorum ve bunun laiklikle ilgisini göremiyorum” diyor.

Hakan Aydın da bu çözümü destekliyor ama umutsuz. Böyle bir uygulamanın basının dilinden düşmeyeceğini öne süren Aydın, “Tokyo’da yapılınca sorun olmaz ama Türkiye’de hemen gerici damgasını vururlar” diyor.

Lastik tekerlekli eziyet

İstanbul, raylı taşıma sistemlerinde olduğu gibi kendine ait şeritlerde ilerleyen ve tekerlekli bir vasıta olması nedeniyle otobüse benzeyen metrobüs ile üç yıl tanıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), kent trafiğine acil çözüm getirme gerekçesiyle Avcılar Topkapı arasındaki ilk metrobüs hattını 17 Eylül 2007’de hizmete soktu. Bu hat Eylül 2008’de Zincirlikuyu’ya ve Mart 2009’da Söğütlüçeşme’ye uzatılarak kentin iki yakasında işler hale getirildi.

İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) verilerine göre kentte bir günde gerçekleşen yolculukların yüzde 5,61’i metrobüsle yapılıyor. Buna göre toplam 334 aracılık bir filonun sağladığı bu ulaşımdan her gün 715 bin kişi faydalanıyor.

Yoğun kullanıma rağmen metrobüs yatırımı, kulak arkası edilemeyecek eleştiriler de alıyor. Bunların en önemlisi, raylı sistemlerin ve deniz taşıtlarının kent içi ulaşımdaki payı yüzde 11’i geçmez iken İBB’nin yine karayolu taşımacılığına yatırım yapmasıydı. “Lastik tekerlerli tramvaylar”ın kullandığı hattın inşası için, kentin ana aksı olan E-5’te, diğer araçların kullandığı şeritler metrobüse tahsis edildi ve güvenlik şeridi iptal edildi. Hat, trafiğin sıkışma nedeni olan kara ulaşımının yoğunluğuna bir çözüm getirmez iken, raylı sistem ve deniz ulaşımına aktarılabilecek kaynağı da kullanmış oldu. Başka bir deyişle kent içi ulaşımın yüzde 88’ini karşılayan kara taşıtları, metrobüs hattının karayolunu “işgaliyle” daha yoğun bir trafikle karşı karşıya kaldı.

1 Yorum

  • tolu taşımasorunlarına ibb çözüm bulmak orundadır.bu konuyla ilgili 4aralık 2011 pazar günü tüketiciler birliği genel merkezinde basın toplantısı yapılacak ve çözüm istenecektir desteklerinizi bekliyoruz.

Yorum yazın