İsveç’in başkenti Stockholm yakınlarında küçük bir kent olan Sala’da yaşayan Jan Erik Svennberg’in evinin arka bahçesi adeta bir açık hava müzesi. Rengarenk minyatür camilerin, minarelerin, kubbelerin süslediği, yemyeşil doğa içine yaptığı İstanbul çalışması, gören herkese doğu mimarisini tanıma imkanı veriyor.
1960’lı yıllarda çıktığı Bulgaristan gezisi sayesinde Osmanlı mimarisine olan ilgisini keşfeden Svennberg için; Türkiye, Osmanlı mimarisi ve hatta Türk dili bir tutku haline gelmiş. Svennberg, gelişen bu ilgisinin tamamen rastlantısal olduğunu dile getiriyor. Osmanlı eserlerini çok karmaşık bulan Jan Eric; yapıtlarını da bu karmaşıklıktan yola çıkarak gerçekleştirdiğini söylüyor. Eserlerin ince detaylarına dikkat çeken Svennberg, bu özel ve karmaşık yapının kendi üretiminin itici gücü olduğunu belirtiyor.
Yaratımı esnasında kullandığı materyalin yerel olması, çevresinde bulunan atıklardan oluşması; geri dönüşüm konusuna olan duyarlılığını gösteriyor. 72 yaşında emekli olan Jan Eric için arka bahçesine oluşturduğu bu minyatür müze çok değerli. Ayrıca insanların özellikle eserlere olan ilgisinden, gezmek ve görmek istemelerinden de büyük bir mutluluk duyduğunu dile getiriyor.
