Genel

İstanbul’un toprağına yargı koruması

Yazan: Yusuf Yavuz

İstanbul Çevre Düzeni Planı’yla yapılaşmaya açılmak istenen yaklaşık 8.240 hektarlık tarım arazisinin yok edilmesine, İstanbul 6. İdare Mahkemesi “dur” dedi. İstanbul Toprak Koruma Kurulu, geçtiğimiz yıl kuruldaki ZMO (Ziraat Mühendisleri Odası) ve TEMA temsilcilerinin karşı oylarına rağmen, İstanbul Büyükçekmece, Küçükçekmece, Çatalca, Tuzla ve Şile ilçelerinde bulunan toplam 8.240 hektar arazinin, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı […]

İstanbul Çevre Düzeni Planı’yla yapılaşmaya açılmak istenen yaklaşık 8.240 hektarlık tarım arazisinin yok edilmesine, İstanbul 6. İdare Mahkemesi “dur” dedi. İstanbul Toprak Koruma Kurulu, geçtiğimiz yıl kuruldaki ZMO (Ziraat Mühendisleri Odası) ve TEMA temsilcilerinin karşı oylarına rağmen, İstanbul Büyükçekmece, Küçükçekmece, Çatalca, Tuzla ve Şile ilçelerinde bulunan toplam 8.240 hektar arazinin, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile tarım dışı amaçla kullanılmasına izin vermişti.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 1 Mayıs 2009‘da bu kararı onaylaması üzerine, ZMO tarafından iptal ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açıldı. Davayı gören İstanbul 6. İdare Mahkemesi, söz konusu alan için ilgili bakanlıklar tarafından değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Şile Belediyesi’nin talepleri üzerine İstanbul Valiliği ve Şile Kaymakamlığı tarafından kamu yararı kararı alınması ve alternatif alan araştırması yapılmamasının hukuka aykırı olduğu görüşüne vararak, 25 Ocak 2010 tarihinde yürütmeyi durdurdu.

Toprak, orman ve su

Tamamı verimli topraklardan oluşan ve bir bölümü de Büyükçekmece ve Ömerli İçme Suyu Havzası içerisinde kalan arazilerin, ormanlar ve meralar ile birlikte İstanbul’un akciğerlerini oluşturduğu belirtiliyor. Yürütmenin durdurulması kararının ardından bir açıklama yapan ZMO Genel Başkanı Dr. Gökhan Günaydın, kontrolsüz artan nüfusun su ihtiyacını karşılamak için ormanların tahrip edilmesi pahasına döşenen devasa borularla 180 kilometre uzaklıktaki Melen Çayı’ndan İstanbul’a su taşınmasına çalışılırken diğer yandan kentin içindeki mevcut su kaynaklarının da rant uğruna tahrip edilmek istenmesinin düşündürücü olduğunu söyledi.

İstanbul’un kent yüzölçümünün sadece yüzde 28’ini oluşturan tarım arazilerinin kaybedilmesi halinde, telafisi mümkün olmayan bir noktaya varılacağını öne süren Günaydın, “İstanbul’da tarım arazileri üzerindeki çarpık ve yanlış kentleşmeden kaynaklanan, geçen yılki sel felaketinde, 31 yurttaşımızın hayatını kaybetmesinin acısı halen yüreklerdeyken, bu olaydan ders almayan kurumlar yeni facialara davetiye çıkarmak istemektedir. İstanbul Çevre Düzeni Planı bunun en canlı örneğidir” dedi.

Belediye eliyle tahribat

İstanbul Tarım İl Müdürlüğü’nün mutlak tarım arazisi raporu verdiği bir alanda ve Büyükçekmece Gölü su havzası içinde inşaatı halen devam etmekte olan KİPTAŞ’a da değinen Günaydın, KİPTAŞ projesinin tarım dışı amaçlı kullanımlara örnek olduğunu öne sürerek, “tahribatın bir belediye şirketi eliyle verilmesi, işin boyutunu ve önemini göstermektedir” diye konuştu.

Türkiye’nin, öncelikle toprak ve su başta olmak üzere doğal kaynaklarını koruyacak ulusal politikalara ihtiyacı olduğunu belirten Günaydın, “TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak ilgili merkezi ve yerel yönetim organlarını, hukuka aykırı iş ve işlemlerden vazgeçmeye çağırıyoruz. Küresel ısınma ve kuraklık konusundaki uyarılar dikkate alınarak, ülkemizin geleceği için tarım arazileri ve su havzaları üzerindeki tahribata son verilmelidir” açıklamasında bulundu.

Yorum yazın