Gündem

Gelmeyecek olanı beklemek: 402’nci hafta

Yazan: Hüseyin Aldemir
Hüseyin Aldemir

İnsan Hakları Bildirgesi’nin 64’üncü yıldönümünde Cumartesi Anneleri 402’nci kez adalet istedi.

İstanbul Beyoğlu Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri, oturma eylemlerinin 402’nci haftasında gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komsiyon adına Gülseren Yoleri’nin okuduğu basın açıklamasında 10 Aralık’ta 64. yılını dolduran İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün yıl dönümü olduğu hatırlatıldı.

Yoleri devletin, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarına saygı yükümlülüğünü yerine getirmemesinin ifadesi olarak 402. kez Galasatasaray’da oturduklarını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Hükümet olarak insan haklarının, demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin korunması ve geliştirilmesine büyük önem atfediyoruz” sözlerine değinilen açıklamada, kayıpların akıbetinin yargı eliyle karanlıkta bırakıldığı belirtildi.

Yoleri, gözaltında kaybedilenlerden Ayhan Efeoğlu’nun mezar yerinin eski özel timci Ayhan Çarkın tarafından açıklanmasına rağmen, savcıların olay yerinde göstermelik bir kazı yaptırdığını ifade etti:

“Savcılar, 22 Aralık 2011'de gösterilen yerde tüm teknik imkanlara sahip olmalarına rağmen 40 dakika bir kazı yaptırdı ve herhangi bir bulguya rastlamadıklarını açıklayarak olayı kapattı. Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi aileler 1 Aralık'ta kayıp Ayhan Efeoğlu'nun gömüldüğü yerde adeta elleriyle yaptıkları kazıda dört kemik parçasıi bir terlik, bir ayakkabı parçası ve bir hırka bularak savcılığa teslim etti.”

Çerkezköy Savcısı Mikail Demirci’nin “Adli Tıp incelemesi sonucunda kemiklerin insana ait oldupu anlaşılırsa teknik bir ekiple bölgede kazılar başlayacak” sözlerini hatırlatan Yoleri, olay yerinde delillerin karartılmasını engelleyecek önlemler alınmadığını vurguladı.

6 Aralık 1993’te Urfa’nın Siverek İlçesi Bağlar Mahallesi’nde amcasının evinden gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya’nın kayboluşuna adı karışanların isimleri bir kez daha açıklandı.

Yoleri, Taşkaya’nın 30 araçlık bir konvoyla gözaltına alındığını, Üsteğmen Mehmet Şentürk’ün konvoyu yönettiğini belirterek konvoydaki diğer isimleri sıraladı. Konvoyda olduğu iddia edilen isimlerden bazıları şunlar:

Ahmet Bucak, Sedat Edip Bucak, Ahmet Ersin Bucak; Bucak aşiretine bağlı korucular Halil Beyazkaz, İsmet Özeyranoğlu, Kemal Üzeyroğlu, Mustafa Üzeyroğlu.

19 yıl önce gözaltında kaybedilen Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya ve oğlu Şerif Taşkaya babalarına seslendi.

Serpil Taşkaya, “seni nasıl özledim bir bilsen” diye başlayan bir mektup okurken, oğlu Şerif Taşkaya, 90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetleri, hak ihlallerini hatırlattı:

“Seni kaçırdıklarında, insan hakları ihlalleri, faili meçhul cinayetler vardı, bugün de var. Bugün hayatta olsaydın, eminim ki, o dik duruşunla yine hedef olacaktın. Seni aramaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Sağlık nedenlerinden ötürü eyleme gelemeyen Hüseyin Taşkaya’nın annesi Fatime Taşkaya ise gönderdiği mektupla devlet yetkililerine seslendi:

Oğlumun kemiklerini verin bana. Hüseyin'i aldığınız yetmedi, onu arayan kardeşi Faik'i de KCK'yle hukuksuz şekilde içeri aldınız. Suçu ne, Kürt olmak mı?

Daha önce Susurluk Davası sanıklarından DYP eski milletvekili Sedat Bucak ile görüşen  Hüseyin Taşkaya’nın ailesi, “Bizim ekip almış, fakat devlete teslim etmiş. Bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor” cevabını almıştı.

Taşkaya Ailesi’nin ve İHD'nin tüm başvurularına rağmen Hüseyin Taşkaya'nın gözaltına alındığı resmi makamlar tarafından inkar edilmişti. Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya, babası hakkındaki tüm gerçeği ve faillerinin isimlerini iki yıl önce Başbakan’a anlatmıştı.

Yorum yazın