Gündem

Filtreli internet geliyor

Yazan: Hüseyin Aslan

BTK’nın onayladığı “İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı” 22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek. Bu taslağın Türkiye’de internete sansüre neden olup olmayacağı tartışılıyor.

İnternet sitelerine kitlesel olarak erişimin engellenmesi ve internet sitelerinin kapatılması konusu son bir yıldır Türkiye gündemini sıkça meşgul ederken, geçtiğimiz hafta da Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) “yasaklı kelimeler” listesi yayınladığı ortaya çıktı. Diğer yandan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) onayladığı “İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı” internet üzerindeki sansür tartışmasına yeni bir boyut kazandırıyor.

Mevcut düzenlemelere göre internet siteleri kapatılırken içerik olarak zararlı materyaller içermeyen internet siteleri bile sadece isimleri nedeniyle engellenebiliyor. Üç buçuk yıl önce Türkiye’den erişime kapatılan Youtube, kapatılmasıyla gündeme bomba gibi düşen BlogSpot ve Türkiye’nin en büyük müzik dinleme servisi olan Fizy.com’un engellenmesi, “internette sansür” konusunun daha fazla tartışılmasına yol açmıştı. BTK’nın 22 Şubat’ta kabul ettiği “Güvenli İnternet” taslağına göre, kurum tarafından belirlenecek internet sitelerine erişim, servis sağlayıcıların kullanıcılara sağlayacakları filtre programıyla engellenecek. 22 Ağustos’tan itibaren yürürlüğe girecek yeni taslağın getirdiği merkezi filtreleme sisteminin fiilen sansüre yol açıp açmayacağı tartışma konusu.

“Taslak internetin şeffaflığına gölge düşürebilir”

Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Emre Heper, “İnternetin Güvenli Kullanımına Dair Usul ve Esaslar Taslağı”’nın kullanıcılar açısından bir zorunluluk içermediğini belirtirken, “Servis sağlayıcılar, yani internet hizmetini kullanıcılara sunan kurumlar, kurumun bir kararla kamuoyuna sunduğu bu çalışmaya katılmak zorunda. Yani bu konuda bir ön hazırlık, ardından kararda anlatılan teknik ve hukuki altyapısını kararda anlatılan şekilde düzenlemek ve bu konuda kullanıcılarını bilgilendirmek zorundalar. Ancak kullanıcılar altyapı olarak hazırlanan, kendilerine paketler halinde sunulacak bu çalışmaya iştirak etmekle yükümlü değiller.” sözleriyle kullanıcılar açısından filtrelemenin “isteğe bağlı” olacağını söylüyor.

İnternet kullanıcılarının dilerlerse eski paketlerini kullanmaya devam edebileceklerini sözlerine ekleyen Heper, buna rağmen filtre uygulamasının internetin şeffaflığına gölge düşürebileceğini belirtiyor. “Güvenli ve güvenli olmayan siteleri filtreleyerek belirlemek tehlikelidir” sözleriyle, internet kullanıcılarının mutlaka bu konudan rahatsız olması ve harekete geçmesi gerektiğini de belirten Emre Heper, “yapılacak temaslar ve görüşmeler, teknik altyapı ve teknik personel anlamında da kurumlara iş yükü ve yeni personel istihdam zorunluluğu getireceği muhakkaktır. Ayrıca tüm bu giderler karşısında kullanıcılara verilecek hizmetin ücretsiz olacağı söylenmektedir. Verilecek hizmet ücretli de olsa ücretsiz de olsa kullanıcılar açısından rağbet görecek bir uygulama olmayacağı düşüncesindeyim.” sözleriyle de taslağın mali açıdan ücretsiz olarak karşılanmasının kolay olmayacağı görüşünde.

Emre Heper, bunlara ek olarak kullanıcıların profiller arası geçiş imkanına sahip olmasını da taslağın zorlayıcı bir nitelik taşımadığının göstergesi olduğunu belirtiyor:
“Karar metninde, abonelik sözleşmelerinin ‘güvenli internet hizmeti almak istiyorum’ şeklinde seçeneğe yer vereceği hususu belirtilmiştir. Yine kullanıcı sözleşmesinde kullanıcıya böyle bir alanın işaretlenip işaretlenmeyeceği seçimini yaptırmak, bu durumun kullanıcı açısından bir zorunluluk içermediğinin bir göstergesi olarak kabul etmek gerekir. Kullanıcılar güvenli internet hizmeti almak istiyorum şeklindeki alanı seçtikleri taktirde profillerden birini seçerek o profile dahil olabilecekler ve zaman zaman kullanıcı isimleri ve şifreleriyle profiller arasında geçiş yapabileceklerdir.”

“Erişim engellemeyle filtreleme aynı değil”

BTK tarafından onaylanan taslak sonrası, mevcut internet sitelerini “engelleme” metodunun kalkacağına dair iddiaların da doğru olmadığını söyleyen Emre Heper, “Siteye erişim engelleme metodunun, bu yeniliğin kullanılmaya başlamasıyla birlikte ortadan kalkacağını söylemek doğru olmaz. Çünkü mevcut uygulamada engellenmek istenen internet sitesinin IP adresi tüm kullanıcılara yasaklanarak internet sitesine ulaşım topyekün engellenmektedir. Uygulamaya konulması düşünülen durumda ise yasaklı olarak nitelendirilen alanlara, o filtreleme profiline dahil olan bireysel veya kurumsal aboneler ulaşamayacaktır.” diyor.

“Taslak, kullanıcıları filtrelemeye yönlendirecek”

Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Yaman Akdeniz ise Avukat Emre Heper’in aksine uygulamayı kullanıcılara yönelik bir dayatma olarak görüyor. BTK’nın almış olduğu bu kararla Türkiye’de sansür altyapısı kurmaya çalıştığını söyleyen Akdeniz, “Her ne kadar bu bir güvenli internet paketi olarak sunulsa da kullanıcıları koruma adı altında ortaya çıkmış bir sansür sistemidir. AB ve Avrupa Komisyonu, çocukları korumak amaçlı hükümet merkezli filtreleme sistemi olamayacağını söylüyor. Okullarda, internet kafelerde, evlerde yöneticiler veya aileler filtreleme sistemi kullanabilir. Ancak herkese bunu kullanmaya zorlayacak bir sistem olmaz.” sözleriyle taslağın “filtreli kullanımı” dayatacağını belirtiyor.

Emre Heper’in aksine sistemin “aile paketi, çocuk paketi, yurtiçi paketi ve standart paket” olarak karşımıza çıkacağını söyleyen Yaman Akdeniz, “ben filtreleme kullanmak istemiyorum” denilse bile kullanıcıların “standart paket” kullanımına geçirileceğini, internet servis sağlayıcılarına “kara liste”ye site ekleme hakkı verilmesini de apaçık “sansür” olarak değerlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekliyor.



“Kullanıcıların özgürlüğüne gölge düşmeyecek”

BTK taslağına göre güvenli internet kullanımının esasları
– Güvenli İnternet hizmeti almayı tercih etmeyen kullanıcı, standart profil üzerinden hizmet alır.
– Güvenli İnternet hizmeti almayı tercih eden kullanıcının varsayılan profili Aile Profilidir.
– Bireysel aboneler, güvenli internet hizmeti kullanım taleplerini hizmet aldığı işletmeciye abonelik sözleşmesi, çağrı merkezi ve/veya internet sitesi aracılığı ile bildirebilir.
– Kullanıcılar istedikleri an kullanıcı adı ve parola bilgileri ile profiller arasında geçiş yapabilir.
– İşletmeciler, güvenli internet paketinin yanı sıra, farklı isimler altında farklı hizmet paketleri sunabilirler.
– İşletmeciler, güvenli internet paketinin yanı sıra, farklı isimler altında farklı hizmet paketleri sunabilirler.
– İşletmeciler güvenli internet paketi altındaki kullanıcı profillerindeki kara listeleri, yerel veya uluslararası kurum/kuruluşların veri tabanlarını kullanarak genişletebilir ancak beyaz listeler üzerinde değişiklik yapamazlar.

Kamuoyunda oluşan “sansür” yakıştırmalarına mesafeli olarak yaklaşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ise söz konusu taslağın yıllardır kullanıcılar tarafından dile getirilen şikâyetler üzerine oluşturulduğunu belirtiyor. Çeşitli yerlerde iddia edildiği gibi mevcut uygulamanın kullanıcıların kullanımına zorunlu olarak sunulmayacağını, uygulamanın kullanıcıların “isteğine bağlı” olarak düzenlendiğini belirten BTK Basın Müşaviri Güleser Aykara, onaylanan taslağın kullanıcıların talepleri doğrultusunda ele alındığının altını çiziyor. Aykara, uygulamanın ücretsiz olmasının kullanıcılarının yararına olacağını söylerken, bu gibi filtreleme programlarının birçok kullanıcı tarafından zaten kullanılmakta olduğunu belirtiyor.

BTK Basın Müşaviri “kişisel tercihler doğrultusunda sunulacak güvenli internet hizmetini almak istemeyen kullanıcılar için mevcut internet erişimlerine bu hizmet hiç bir değişiklik getirmeyecektir.” şeklinde konuşurken “güvenli internet hizmetini almada, profiller arası geçişlerde, hizmet alımından çıkmada aboneler tam bir serbestliğe sahiptirler.” sözleriyle uygulamanın kullanıcıların özgürlüğüne gölge düşürmeyeceğini belirtiyor.

“Filtreleme programları kullanıcıların canını sıkıyor”

Şişli’de on yılı aşkın süredir bir internet kafenin işletmeciliğini yürüten Burak Şahin, yıllardır çeşitli filtreleme programları kullandıklarını söylerken, bu filtreleme programlarından müşterilerinin neredeyse tamamının şikayetçi söylüyor.

Şahin, “Neredeyse interneti kullanmaya gelen her müşterimiz, bilgisayarlardaki filtrenin kaldırılması için istekte bulunuyor. Kullandığımız filtreleme programları internet sitelerinin içeriğine bakmaksızın, sadece internet sitelerinin ismine göre bile engelleme yapıyor ve bu nedenle filtreleme programları müşterilerimizin canını sıkıyor” derken, filtreleme programlarının kullanımının yaygınlaşması halinde internet kullanımının gelecekte tehlikeye girebileceğini düşünüyor.

BTK taslağındaki soru işaretleri
– Filtreyle engellenen siteler kamuoyuyla paylaşılmayacağı için hangi sitenin neden engellendiği belli olmayacak
– Aileye ve çocuğua zaralı içerik kim tarafından nasıl belirlenecek ve kara listeye alınacak?
– Aileye ve çocuğa zararlı içerik cinsellikle mi sınırlı olacak yoksa sosyal, politik, felsefi konular da filtre edilecek mi?
– Filtrelenecek konularla ilgili kullanıcılara seçme hakkı vearilecek mi?
– Çocuk filtresi hangi yaş grubuna göre yapılacak?
– Yeni açılan bir site beyaz liste veya kara listeye nasıl dahil edilecek?
– Kara listeler şikayet üzerine mi, mahkeme kararıyla mı yoksa BTK’nın re’sen hareketiyle mi belirlenecek?
– Kara listeden nasıl çıkılacak?
– Kara listeyi genişletme yetkisi verilen internet servis sağlayıcıları kim nasıl denetleyecek?

BTK tarafından onaylanan taslağın internet servis sağlayıcılarındaki yansıması ise şimdilik belirsiz. Superonline, TTNET, TurkNet, DorukNet gibi Türkiye’nin en yaygın hizmet ağına sahip olan servis sağlayıcıları, onaylan taslağın ayrıntılarına ve ne gibi kullanım şartları olacağına dair kesin bilgilere sahip olmadıklarını söylerken, şimdilik açıklama yapmaktan kaçınıyorlar.

Türkiye’de internet nereye doğru gidiyor sorusuna “daha önce yaşanan sansür uygulamaları, binlerce internet sitesinin kullanıma kapatılması ve erişimin engellenmesi ile iletişim özgürlüğüne büyük darbe vurulmuştur. Bu durumda amaç, hayata geçirilecek yeni uygulamalarla kuralları koyanların, kuralları uygulamakla yükümlü olanlarla barış halinde olması, dürüst, kanunlara saygılı ve iyi niyetli kullanıcıların iletişim ve ifade özgürlüklerinin olabildiğince az kısıtlanması olmalıdır.” şeklinde cevap veren Emre Heper, çözüm reçetesi olarak kurullar, kurumlar ve kullanıcılar arası “karşılıklı” iletişim sorunlarının ortadan kaldırılmasını gösteriyor.

Yorum yazın