Spor

Ergin Ataman zamanı

Yazan: Volkan Ağır
AFP PHOTO / ATTILA KISBENEDEK

Beşiktaş Milangaz ile EuroChallange Kupası’na ulaşan Ergin Ataman Türkiye basketbolunun belki de kariyeri en yüksek koçu olma yolunda ilerliyor

Türkiye'ye basketbolda ilk Avrupa kupasını 1996’da Efes Pilsen getirmişti. Koraç Kupası zaferinin ardından bu dalda ikinci kupaya 16 yıl sonra Beşiktaş Milangaz’ın kazandığı EuroChallenge şampiyonluğu ile ulaşıldı. Elde edilen bu iki başarıda da Ergin Ataman’ın ismi var.

Yaptığı transferler, oyunculardan yararlanma tercihleri, taktikleri, hakemlere itiraz etmeye meyilli yapısı, saha dışındaki sivri açıklamaları ve özel hayatıyla eleştirilen bir isim Ergin Ataman. Buna karşın isminin geçtiği yere başarı götüren bir basketbol adamı.

16 yıllık A takım koçluğu kariyerinde beş farklı takımla 12 kez kupa kaldırdı. Efes Pilsen'in 1996 yılında kazandığı Koraç Kupası'nda Aydın Örs’ün yardımcısıydı. 2000’de Efes Pilsen'in koçluğuna getirildiğinde mavi-beyazlı ekibin dört yıllık Final-Four hasretine son vererek takımını Avrupa liginin en iyi dört takımı arasına soktu. 2001’de İtalya’da Montepaschi Siena takımının başına geçti ve ilk sezonunda takımına Avrupa basketbolunun iki numaralı kupası olan Saporta Kupası’nı kazandırdı ve yabancı bir takımla Avrupa Kupası kazanan ilk Türk basketbol antrenörü oldu. Beşiktaş’la uzandığı EuroChallenge şampiyonluğu ise onu bu kupanın sahibi ilk Türk teknik direktör yaptı.

27 yaşında Avrupa'da final

Kariyerinde her daim üstüne koyarak ilerleyen Ataman 7 Ocak 1966'da İstanbul’da doğdu. 16 yaşında girdiği Eczacıbaşı’nda genç ve yıldız takımların formasını giydi. Kulüpteki beş yılının ardından amatör olarak Yeşilyurt Spor Kulübü'nde antrenörlüğe başladığında yaşı 22 idi. Efes Pilsen’in yaratıcısı iki önemli isim, Pano Natof ve Aydan Siyavuş'un isteğiyle 1989’da kulübün yıldız takımına antrenör oldu. İlk A takım tecrübesini 1991/92 sezonunda Eczacıbaşı Erkek Basketbol Takımı'nda Veseli Draşkiçeviç'in yardımcısı olarak yaşadı. (Takımın diğer yardımcı antrenörü ise Oktay Mahmuti idi.) Eczacıbaşı'nın basketbol şubesini kapatmasıyla Efes Pilsen'e, bu sefer A takımın yardımcı antrenörü olarak geri döndü. İlerleyen yıllarda “Aydın Örs ile oyun anlayaşımızın yüzde 90'ı aynı” diyerek hocalığına katkısının ne kadar önemli olduğu belirtecekti.

Efes Pilsen’le 1993’te Avrupa'da ilk kez final oynadığında Ataman 27 yaşındaydı. 1996/97 sezonunda artık “kendi ayaklarının üstünde durabileceğini göstermek için Türk Telekom'a geçtiğini Zaman gazetesindeki röportajında dile getiren çalıştırıcı ilk senesinde de bunu ispatladı. Türk Telekom'u normal sezonun ardından play-off finaline taşıdı. Şampiyonluğu, yetiştiği Efes Pilsen’e karşı kaybetti. Buna karşın Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda Efes Pilsen’i 3 sayı farkla devirerek ustası Aydın Örs'ün elinden aldı. 1997’de İspanya'daki Avrupa Şampiyonası'nda A Milli Takım'da Ercüment Sunter'in yardımcısı olarak yer aldı. Ertesi sezon Türk Telekom ile istediği başarıları elde edemedi ve kariyerinde önemli bir dönüm noktası olacak ABD macerası başladı.

Amerika'da sadece teknik anlamda değil, Amerikan basketbolunun genel yapısını da inceleyen Ataman, oyunun pazarlama yönünü de dikkate alarak basketbolu tümüyle gözlemledi. 1998’de Stanford Üniversitesi'nde çalıştı. NBA takımı Los Angeles Clippers’ın bünyesini de inceleyerek NBA düzeyinde bir takımın ne ihtiyaçları olacağı konusunda kendisini geliştirdi.

İtalya'da “efsane” oldu

Bu tecrübeyi Aydın Örs'ün gelecek için kendisine yatırım olarak gerçekleştirdiğini ifade eden Ataman, “Aydın Örs beni Amerika'ya gönderirken uzun vadeli bir anlaşma yaptık. Anlaşma maddelerinden biri de Aydın Örs Efes Pilsen'den ayrıldıktan sonra benim kayıtsız şartsız geri dönmem şeklindeydi” sözleriyle Amerika dönüşünde çalıştırdığı Pınar Karşıyaka'yı sezon ortasında bırakmasının nedenini açıklıyor.

Efes Pilsen'e geri dönüş hikayesi de ilginç. Sezona Pınar Karşıyaka'da başlayan Ataman, beşinci hafta maçında Efes Pilsen'i yenerek Aydın Örs'ün görevini sonlandırmasına neden oldu. 2000’de döndüğü Efes Pilsen’le Avrupa’da Final-Four oynadı ve ayrıca Cumhurbaşkanlığı Kupası'na da uzandı.

Efes Pilsen yönetimi ile görüş ayrılığına uğrayan çalıştırıcı çıtayı bir adım daha yükseltip Avrupa'ya açıldı. İtalyan Lisesi'nde öğrendiği yabancı dilinin de avantajını kullandı ve İtalya'da Montepaschi Siena'ya geçti. Siena'da kendi takımını kurarken ilk sezon Peter Naumoski'yi sonrasında da Mirsad Türkcan gibi isimleri yanına aldı. İlk sezonunda daha önce müzesinde kupa bulunmayan İtalyan temsilcisine Saporta Kupası'nı kazandırdı. 2002/03 sezonunda da Avrupa Ligi'nde Final-Four'a taşıdığı Siena üçüncülüğe uzandı. Kayda değer bir başarısı olmayan Siena’ya kısa sürede kazandırdığı kupalar sonrasında da İtalyanlar ona efsanevi anlamına gelen “Il Mitico” lakabıyla seslenmeye başladı.

Türkiye'ye dönüş

Türkiye'ye döndüğünde Ülkerspor’un başına geçti, iki sezonda iki şampiyonluk ve Cumhurbaşkanlığı Kupası kaldırdı. Ataman, sevgilisi ile otururken masaya gelen eski sevgilisini dövdüğü iddiaları basında yer alınca kulübüne zarar gelmesini istemediği gerekçesiyle Ülkerspor’dan 2006’da ayrıldı. Ardından tekrar İtalya’ya döndü ve Climamio Bologna'yı çalıştırdı. Ataman Türkiye’deyken Siena, İtalyan liginin baskın ekibi haline gelmişti.(Ataman'ın yardımcısı Simone Pianigiani’nin takımın başına geçmesinin ardında Siena, 2004 ve 2012 arasında altı kez lig şampiyonu oldu.)

İkinci İtalya macerasını kupasız bitiren Ataman, Eylül 2007’de, o dönem sponsoru Cola Turka olan Beşiktaş'ı çalıştırmaya başladı. 2008'de tekrar Efes Pilsen'e döndüğünde iki sezonda üç kupa kazandı. Fenerbahçe ile oynanan final serisinde takıma doping maddesi dağıttığı gerekçesiyle yine gündeme gelse de o bu iddiaları verdiği bir röportajda şöyle yanıtladı:

“Başarılı olan bir takımın, Fenerbahçe Ülker'in önünü kestim. Ardından bu tür iddialar ortaya çıktı. Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nda Diana Taurasi'nin ikinci kez alınan örneğinde doping maddesi çıkmadı. Efes Pilsen Kulübü de bu konuda ısrarcı olsaydı belki de biz de aynı şekilde aklanacaktık. Ama yönetim bu konuda ısrarcı olmadı.” 2010’da Efes Pilsen kulüp yönetimi ile anlaşamayınca da yollarını ayırdı ve bir süreliğine dinlenmeye çekildi.

Ve Beşiktaş

2011’de Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün Başkanı Yıldırım Demirören, futbol takımına yıldızları getirdikten sonra gözünü basketbol şubesine dikti. 5 Ocak 2011'de, sezon ortasında Burak Bıyıktay'ın yerine getirilen Ergin Ataman yeni sezona yine kendi kadrosunu kurarark başladı. Takımda sadece Marcelus Kemp, Serhat Çetin ve Serkan Özver'i tutup 10'dan fazla transfer yaptı.

Beşiktaş, NBA lokavtından yararlanıp Deron Williams ve Semih Erden ile kadrosunu güçlendirmişti. Hedefler oldukça yükselmişti. Ancak sezona kötü başlangıç yapıldı ve Beşiktaş Milangaz, Eurocup ön eleme turunda güçsüz Belçika temsilcisi Dexia Mons-Hainaut'a elendi. EuroChallenge Cup'ta mücadele etme hakkı kazandı. Deron Williams takıma veda edene kadar Avrupa'da mağlubiyet yüzü görmeyen takım Ocak'ta Fuenlabrada Baloncesto karşısında ilk yenilgisini aldığında eleştiriler yavaşça başladı. Ergin Ataman, dünyanın en iyi oyun kurucularından Deron Williams'ın ardından B planları olmadıklarını ifade etse de onun yerine takım kapatanlığını da verdiği David Hawkins'i iyi bir şekilde monte etmeyi başardı. Şubat ayında oynanan Spor Toto Türkiye Kupası’nda takımı, yenilgi  yaşamadan kupaya uzandı.

Kadro kalitelerine göre kendinden daha düşük takımlarla mücadele ettiğini söyleyebileceğimiz EuroChallange Kupası’nı sadece iki yenilgiyle kapatan Beşiktaş Milangaz’ın başarısında en önemli katkıya sahip olan Ataman, Final-Four öncesi verdiği demeçte, “Devrimin başlangıcındayız” diyerek daha yapacak çok işlerinin olduğunun işaretini verdi.

Yorum yazın