Gündem

Eğitimde 3×4 tartışması: Daha çok özgürlük mü, daha fazla muhafazakârlık mı?

Yazan: Ecem Kurumsuz Ünal

Milli eğitim sisteminin hararetli tartışması 4+4+4'ü Eğitim-Sen ve İmam Hatip Mezunları Derneği ÖNDER'e sorduk

Önceki haftalarda Meclis komisyonunda CHP ve AKP milletvekilleri arasında yaşanan gerginlik, eğitim sistemiyle ilgili olarak toplumda yaşanan ayrışmayı iyice su yüzüne çıkarmıştı. Bu hafta TBMM Genel Kurulu’nda tartışılacak olan yasa tasarısının yine benzer olaylara yol açmasından endişe ediliyor. 

28 Şubat 1997'deki “Post Modern Darbe”nin bir ürünü olarak görülen 8 yıllık kesintisiz eğitimin 4+4+4 diye ifade edilen kesintilerde 12 yıla çıkartılmasına yönelik proje, özellikle imam hatip liseleri üzerindeki tartışmayı gündeme getirdi. Muhalefet tarafından, 1997'de 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmesinin ve imam hatip liselerinin orta kısımlarının kapatılmasının bir rövanşı gibi görülen proje, iktidar partisi tarafından “Dünyadaki gidiş bu yönde” diyerek savunuluyor.

HaberVs, 4+-4+4 projesine yönelik çok ciddi eleştirilerde bulunan Eğtim-Sen ve projenin  en önemli savunucularından İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği ÖNDER”e kamuoyunda tartışılan projenin artılarını ve eksilerini sordu.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız:

“Parasız eğitim güvencesi kaldırıldı kimse farkında değil”

HaberVs: Eğitimde 4+4+4 formülünü savunanlar 8 yıllık zorunlu eğitimin çocukların ruh sağlığını bozduğunu, özgürlükten ve demokrasiden uzak olduğunu savunuyorlar, sezce de öyle mi?

Ünsal Yıldız: Onların özgürlük dediği şey sadece kendi özgürlükleri, çocukların ruh sağlığı dedikleri şey sadece kendi ruh sağlıkları. Bu eğitime yönelik bir atılım değil, kesinlikle siyasi olduğunu düşünüyorum. Kendilerince 28 şubatın telefisi, AKP zaten 28 Şubat’ın ürünü değil mi? Milli gömleğimizi çıkardık diye geçmediler mi karşımıza. ABD’ den bağımsız mı geldi, 28 Şubat’ı Amerika’dan bağımsız sayabilir misiniz? Şimdi Ortadoğu planlarını ABD den bağımsız mı yapıyorlar? 28 Şubatla hesaplaşacağız diyorlar, önce Amerika ile hesaplaşsınlar o zaman.

28 Şubatla hesaplaşma değil de, “normalleşme” olarak adlandırıyorlar bunu. Toplumu, yasaları olması gerektiği gibi demokratik ve normal hale sokmaya çalıştıklarını dile getiriyorlar.

Onların normalleştirme dediği şey tam bir saçmalık. Düşünce suçu yıllardır artmış mıydı hiç bu kadar? Yasal kılıfın ne olursa olsun. Onlarca gazeteci içeride. Şube başkanlarımız gözetim altında. Parasız eğitim isteyenler 45 yıl ile yargılanıyorlar. Düpe düz imha ediyorlar karşı fikirleri. Yasanın tartışıldığı gün normal miydi sizce?
 
Meclis komisyonundaki kavgadan mı söz ediyorsunuz…

Kavga değil bence, karşı fikirdekiler içeriye bile sokulmadı, meclis gasp edildi resmen. 6 madde 6 gün tartışılırken, 22-30 madde bir günde şekillendi. Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Okul öncesi eğitim zorunlu olacaktı ne oldu? Parasız eğitimi teminat altına alan madde kaldırıldı kimse farkında değil, eğitim sistemindeki düzen yok ediliyor.

Yani eğitimi tümüyle paralı hale getirebilecek bir düzenleme mi yapıldı?

Tabii ki, zaten ticarethane haline getiriyorlar sistemi. Bu kadar yoksulluğun yaygın olduğu ülkemizde eğitimin ücretsiz oluşunu garantileyen maddeyi çıkart, kız-erkek eşit olanak sağlayan maddeyi çıkar, toplumsal cinsiyet nifağını sok ortaya. Sonra demokrasiden, özgürlükten bahset.

Bütün kızlar okula diye yapılan onlarca çalışma nasıl etkilenecek bu durumdan?

Şöyle düşünün, ülkemizde özellikle kızlara karşı “ilkokulu bitirsin yeter” diye bir anlayış var. Yeni sisteme göre İlkokul-İlköğretim sadece ilk dört yılı kapsıyor. Aileler çocuklarını almaya kalkınca hepsini nasıl engelleyeceksin, nasıl takip edeceksin. Öğrenciler eve hapsolacak. Ya din eğitimine ağırlık verip beyin yıkayacaklar, ya da mesleki eğitim altında yasadan çıkardıkları öğrenci çalıştırma sınırını kaldırdıkları için gencecik çocukları üç kuruş ile sömürecekler.

Dördüncü yıldan sonra açık öğretime geçiş olan maddeye tepkiler yağınca değişikliğe gidildi. Sizce bir çocuk 10 yaşında ne istediğine karar verebilir mi?

Çocuğa o yaşta ne olmak istiyorsan diye sorsan Supermen der. Amaç farklı, kız çocuklarını buluğ  çağında evde tutmak, yönlendirmek, başlarını kapatmak.

Çocukların seçimlerinin devlet kontrolünde olmaması gerektiğini, seçimlerin onlarına bırakılması gerektiğini söylüyorlar.

Bu seferde aileler seçecek ne fark edecek. Çocuk kendi düşünceleri, fikirleri doğrultusunda belirleyemeyecek geleceğini. Ağaç yaşken eğilir amaçları bu zaten 5 yaşını bitirdikten sonra okula gelmek zorunda olan çocuklar. 4 yıl sonra 9 yaşına gelecekler; tam öğrenme, kişilik kazanma yaşları. Kızlar 14'ünde tam buluğ çağına doğru eve, erkekler atölyelere istenen bu.

Bu sisteme karşı neler yapacaksınız?

Engellemek için elimizden geleni yapıyoruz, yarın meydanlarda olacağız, paneller düzenliyoruz. İnsanlara gerçeği göstermeye çalışıyoruz. İtiraz ediyoruz. İnsanlardan destek ve dayanışma bekliyoruz.

ÖNDER – İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Hüseyin Korkut

“Devletin çocuklara bu kadar yıl kendi ideolojisini dayatmaya hakkı yok” 

HaberVs: ÖNDER bu yasa taslağına en çok katkıda bulunan gruplardan biri, bir çok kesim kendi görüşlerinin alınmadığını, taslağın eksik ve yetersiz olduğunu savunuyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Hüseyin Korkut: Evet, biz sürecin içersindeydik fakat bu tamamen bizim çalışmalarımızdan kaynaklanıyor. Yeni anayasa tasarısı hazırlığı sırasında biz de bir taslak hazırladık ve bütün liderleri tek tek ziyaret ettik. Liderlerin içersinde Sayın Tayyip Erdoğan’da vardı tabi ki. Anayasa taslağının eğitim ile ilgili bölümünde taleplerimizi ilettik.

Neler vardı bu bölümde? Bu durumda sizin taslağınız üzerinden mi yol alındı, Eğitim-Sen veya diğer kurumlar, akademisyenler dikkate alınması mı? Çok küçük bir grup tarafından hazırlandığı ve asıl görüş alınması gereken kişilere başvurulmadığı söyleniyor.

Milli Eğitim şuraları toplanır zaman zaman çok geniş katılımla gerçekleşir. Herkes katılır akademisyenler, bakanlar, öğretmenler, idareciler dernekler son kurulda tasviye kararı olarak çıktı bu. Belki pratikte görüş alınmamış olabilir ama konu hakkında şurada haber verildi.

Peki siz ne talep ettiniz liderlerden?

Din ve vicdan özgürlüğü, eğitim bizim için önemli konular bu yüzden görüş ayrılığı gözetmeksizin bütün siyasi liderleri dolaştık. 28 Şubat sürecinde yapılan dayatmaların  telafi edilmesini istedik.

Ne gibi?

Kılık kıyafet, karma eğitim, katsayı farkının giderilmesi bunlardan bazıları.

Sizce kızlarla erkekler aynı okulda okuyamaz mı?

Tercih meselesi bu. Tamamen sistem değişsin anlayışında değilliz eskiden Kız lidesi, Erkek Lisesi vardı. Kabataş Erkek Lisesi, Çamlıca Kız Lisesi. Tercihe bağlı olsun diyoruz. İsteyen karma bir okula gönderir çocuğunu, isteyen bu tarz okullara.

Fark eder mi ki amaç eğitim almak değil mi, yan sıradaki öğrenci erkek olunca eğitimden alınan etkimi azalıyor?

Bir çok aile karma eğitim yüzünden kızını yollamıyor okula, insanlar farkında değil fakat kız liseleri daha çok katkı sağlıyordu eğitime. Şimdi bu misyonu İmam Hatipler üstlendi.

Kılık kıyafetten kasıt türbanla okula giriş sanırım

Evet, kişi belli bir yaşa geldiğinde dini görüşü gereği başını kapatmak isteyebilir. Bunun bedeli olarak okula alınmaması çok yanlıştır. Orta okul olsun, lise veya üniversite kılık kıyafet özgürleştirilmeli, insanların inançlarına saygı duyulmalıdır. Bu kızların katılımını da arttıracaktır.

Katsayı sorunu dediniz. Bu soru sadece Meslek veya İmam Hatip Liseleri için geçerli değil. Örneğin sözel okuyan bir öğrenci eşit ağırlıkla alan bir bölüm seçerse puanı kesiliyor. Bunu meslek ve imam hatip liselerine özgü bir mağduriyet olarak dillendirmek ne kadar doğru?

Biz bütün haksızlıklara karşıyız. Düz lisede okuyan çocuklarımızı da düşünüyoruz. Katsayı farkı kalksın bütün çocuklar eşit olsun istiyoruz.

Bu durumda imam hatiplere ve meslek liselerine tanınan üniversitede ilgili bölüme geçişte sağlanan ek puandan da vazgeçecek misiniz?

Bu konu ile ilgi düzenleme neye bağlanacak bilemiyorum. Biz önerilerimizi yaptık. Önceden okulda başarılı ise çocuğa fazla, başarısızsa az puan veriliyordu, bu düzenlendi. Artık okulun başarı durumu çocuklarımızı etkilemeyecek.

İkinci dört yıldan itibaren isteyen öğrenci din ağırlıklı eğitim alabilecek deniyor. Bu sistem nasıl işleyecek?

Seçmeli ders olarak çocuk ileride yönelmek istediği dersleri alacak. Ayrı ortaokul mu olacak, yoksa bunlar aynı binalarda mı kacak bilmiyorum henüz. Ama çocuk ortaokulda lise için altyapı oluşturabilecek.

Bu durumda temel dersleri mi kısılacak öğrencinin diğer dersleri de alabilsin diye ?

Böyle birşey söz konusu değil temel ders eğitimi devam edecek bunlar ekstra olarak alınacak.

Ders sayısı mı artacak yani? Akşama kadar mı kalacaklar okulda?

Bunlar görüşülecek

Peki çocukları kim yönlendirecek, uzmanlar atanacak mı, neleri seviyorlar, neyde iyiler, o yaşta bir çocuk nasıl karar verecek lise eğitiminin konusuna ve geleceğine.

Başta aileler

Eğitim devlet tekelinden, zorlamasından çıksın, özgür seçimli, esnek eğitim diyorsunuz. Aile de bir zorlama değil midir? Çocuk ailesinin seçimini istemezse nasıl dönecek istemediği eğitimden?

Sadece aileler değil rehber öğretmen, sınıf öğretmeni ve aile karar verecek. Geri dönülür elbette, seçmeli ders bunlar. Kur'an seçti diye lisede imam hatip okumak zorunda değil. Hem yanlış algılanıyor sadece müslümanlık değil, her din öğretilecek seçime bağlı olarak. Teknik konular bunlar bakanlığa sormak lazım.

28 Şubat süreci ile bir hesaplaşma mı sizce bu değişim?

Hesaplaşma veya rövanş diye birşey yok. Yapılan yanlışlar düzeltiliyor.

Kim karar veriyor yanlışlara, önceki eğitim sistemi yanlış mıydı yani? Kim belirledi bunu?

Halk.

Halktan şikayet mi geldi yani bu sistem kötü değişsin diye

Evet, yüzde 51 oranında.

Bu AKP'nin seçimlerde aldığı oy oranı. Toplum onlardan mı ibaret

Tabii ki değil ama çoğunluk ne isterse o olur. Başbakan yıllardır üst üste seçiliyor ve zamanında söz verdi ona oy verenlere; “Yanlışları tek tek düzelteceğim” diye ve düzeltiyor. Ayrıca İmam hatiplerin kapanan orta kısmının açılması da kötü birşey değil. Çok talep var. Formasyona sahip gençler yetişiyor, dinini öğrenen.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız yasadan ücretsiz eğitim ibaresinin çıkarıldığını söylüyor. Bir süre sonra eğitimin tümüyle paralı hale getirilme tehlikesi yok mu?

Evet, ama böyle bir şey olmaz. Anayasanın amir hükmü var ilköğretim için. Paralı hale getirilmeye çalışılsa bile Anayasa Mahkemesi böyle bir düzenlemeyi iptal eder.

İlköğretim diyor ama kesintili olunca orta öğretimde yapılabilir.

Öyle birşey olursa ben burdayım beraber ararız çocuklarımızın hakkını

Diğer yandan parasız eğitim isteyen öğrencilerin 45 yılla yargılanıyor.

Parasız eğitim istedikleri için değil onlar. Eyleme karışmışlardır.

Rektöre bunu ilettiği için, bahçede YÖK’e karşı oturma eylemi düzenlediği için. Şu ya da bu eylem nedeniyle okuldan atılıyorlar gençler.

Tam olarak ayrıntılarını bilmiyorum ama gençler isteklerini ifade edebilmeliler tabi ki.

Kızlar okusun diye yapılan kampanyaların zedeleneceği düşünülüyor bu durumdan

18 yaşından önce evlenmek yasak, hem zorunlu eğitim 12 yıla çıkıyor.

Türkiye'de 18'inden önce evlenmenin çok yaygın olduğunu herkes biliyor…

Örgün olması gerekmiyor zaten biz demokrasiden, esnek eğitimden yanayız. Devletin ailelelrden çocukları alıp kendi ideolojisini o kadar yıl dayatmaya hakkı yok.

Esnek eğitim kızlara üniversite kapısını kapatmayacak mı? Zaten esnek eğitimi tercih ettiren bir aile kızım evde çok çalış üniversiteyi mutlaka kazan mı diyecek?

Diploma alacaklar ama.

Zaten alabiliyorlardı isterlerse açık lisede…

Tartışılabilecek bir konu bu. Bu yeni sistem katılımı arttıracak bize göre. Biz muhalefetten de beklerdik, desinler ki baş örtüsü yasağı kalksın ne olacak çocuklarımız gelsin okula deselerdi.

Bizlerin de baş örtülü arkadaşları var. Aynı sıralarda okuyoruz. Yasakken de okuyorduk Bilgi Üniversitesi'nde

Evet, Bilgi Üniversitesi bu konuda öncü kurumlardan. Demokrasi ve özgür düşüncelere saygılı ve destekleyici. Yeditepe, Sabancı da özeldi fakat dayatmalarda bulundu öğrencilerimize. Özel müfredat yok hala ülkemizde. Devletin öngördüğü müfredat okutuluyor.

Evet, özel dediğimiz okullar da vakıf statüsünde.

Devlet kontrolü azaltılmalı ve tercihli eğitim sürdürülmeli. Bizler bu yüzden liderlerimiz ile görüştük.

Meslek lisesi öğrencilerinin sömürüleceği iddiası için ne düşünüyorsunuz?

Ara eleman ihtiyacı çok fazla. Çırak olacak meslekte yetişecek ara eleman yok, yetişmiyor. Meslek öğrenemiyorlar, öğrenmek için geç kalıyorlar. Bu ciddi bir talep.

Bu talep sömürü getirmeyecek mi peki ? Önceden şirketler personel sayısının yüzde 10‘u kadar meslek liselerinden stajer öğrenci alıp çalıştırabiliyorlardı. Şimdi yeni taslakta buna bir sınır konmamış.

Böyle bir şey olmaz. Burada katkı sağladığı tarafa bakmak lazım. Ara eleman açığımız var. Sorun olacağını sanmıyorum.

Peki sizce yeni eğitim sistemiyle Tayyip Erdoğan’nın “dindar gençlik” talebi gerçekleşecek mi?

Bunda büyütülecek birşey yok.  1930-1950 yılları arasında din eğitimi neredeyse kaldırıldı, 1997 yılından bugüne ise sınırlandırma ile gerçekleştirilmiştir. Tek tip insan yaratmaya hakları yok. Ne istiyorsun diye sorulmalı. Yeni sistemin ülkemize katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Yorum yazın