İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde geçtiğimiz yaz aylarında işine son verilen 27 çalışanın 14’ünün açtığı “işe iade ve sendikal tazminat” davasının ilk duruşması, dün saat 9.45’te Çağlayan Adliyesi, Birinci İş Mahkemesi’nde görüldü.
Dün görülen davada, Bilgi asistanlarından oluşan 9 öğretim görevlisinin duruşması yapıldı. Türkçe öğretmenlerinden oluşan 5 kişinin duruşması ise 26 Ekim 2011 gününde yapılacak.
Aynı anda bireysel olarak açılan ve ortak olarak görülen davada, Bilgi çalışanları tarafından verilen dava dilekçelerine karşı, Bilgi Üniversitesi avukatlarının cevabının sunulmasından sonra tanık ve delillerin gösterilmesi için duruşma 14 Kasım 2011 günü saat 14.00’e ertelendi.
Geçtiğimiz aylarda mütevelli heyetinin, yedi yılı dolduran ve doktorasını tamamlamayan asistanların işten çıkarılmasını talep etmesi ve üniversite yönetiminin bu talebi kabul etmesi üzerine 13 asistan işten çıkarılmıştı. Daha sonra üç kişinin programlarının iptal edilmesi, dokuz kişinin derslerinin kaldırılması ve dört yarı zamanlı çalışanın da işten çıkarılmasıyla birlikte bu rakam 27’ye çıkmıştı.
Görevine son verilenler arasında bulunan Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Aslı Odman, savunmalarını şimdiden açıklamayacaklarını belirterek, Bilgi Üniversitesi’nin kendilerini hukuka uygun bir şekilde işten çıkardığını kanıtlamak zorunda olduğunu belirterek “Biz davacılar da sendikal örgütlenme çalışmalarımız yüzünden ayrımcılığa uğradığımızdan için işten çıkarıldığımızı kanıtlamalıyız.” diyor.
DİSK’e bağlı Sosyal İş Sendikası İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş ise örgütlü oldukları İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde işten çıkarmalarla ilgili hukuki süreci takip ettiklerini ifade ediyor:
“Bu çıkarmalar nedeniyle geçtiğimiz günlerde YÖK tarafından Bilgi Üniversitesi’nde geniş çaplı bir denetleme yapıldı. Bu denetim sırasında işten çıkarılan arkadaşlarımızla da görüşme yapılmıştır. Denetleme sonucu çıkacak raporu biz de bekliyoruz. Bu arada örgütlenme çalışmalarımıza devam ediyoruz.”
Dün sabah yapılan duruşma öncesinde sendika ve meslek örgütlerinden gelen katılımcılar Çağlayan adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kuruluşundaki çizgisini kaybettiği ve ticari amaç güden bir şirket gibi çalışıldığı vurgulanırken, öğretim görevlilerinin işten çıkartılması da tamamen bu ticari kaygılara bağlandı. İşlerine son verilen öğretim görevlilerin sonuna kadar yanında olacaklarını belirten örgüt temsilcileri, basın açıklamasını “Atılan akademisyenler geri alınsın” diyerek bitirdi.
