Genel

Bilge köyünün çocukları

Yazan: İlknur Aydoğan

Ezgi Çelebi (14), Mardin Mazıdağı İlköğretim Okulu’nun en çalışkan öğrencisi öğrendiğimize göre. Bu sene sekizinci sınıfı bitiriyor. Katliamdan sonraki hayatını anlatıyor: “Ben eskiden kardeşlerime bakmıyordum, şimdi bakıyorum. Ben ve ablam hiç ev işi yapmıyorduk. Şimdi bir gün o, bir gün ben yemek yapıyoruz. Ablam 18 yaşında, okumuyor. Bir abim olaydan sonra okulu bıraktı, biri lise […]

Ezgi Çelebi (14), Mardin Mazıdağı İlköğretim Okulu’nun en çalışkan öğrencisi öğrendiğimize göre. Bu sene sekizinci sınıfı bitiriyor. Katliamdan sonraki hayatını anlatıyor: “Ben eskiden kardeşlerime bakmıyordum, şimdi bakıyorum. Ben ve ablam hiç ev işi yapmıyorduk. Şimdi bir gün o, bir gün ben yemek yapıyoruz. Ablam 18 yaşında, okumuyor. Bir abim olaydan sonra okulu bıraktı, biri lise birde.” Gezinin yapıldığı gün sekizinci sınıfların liseye giriş sınavı vardı, ona neden girmediğini soruyorum: “Amcam ‘okula gitmeyeceksin’ dedi ama sonradan akrabalar, ablam falan ‘gitsin’ dedi. ‘Tamam’ dedi o da. Düz liseye geçeceğim.” Ezgi, öğretmen olmak istediğini söylüyor, nedenini de anlatıyor: “Çünkü babam istiyordu, öğretmen ol bu köyden kurtul diyordu.” Ezgi katliamda annesini babasını, üç kardeşini kaybetmiş. Eski hayatını düşününce daha mutlu, daha özgür olduğunu, istediği zaman çıkabildiğini söylüyor. Evin geçimini amcası sağlıyor şimdi, amcaları öldüğü için amcasının oğullarına amca diyor.

Bilge Köyü’nde yaşananlardan sonra hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağı ordata. Ancak göründüğü kadarıyla en azından çocukların yaşamının “normalleşmesi” için biraz daha çaba harcanması, bu travmanın izlerinin mümkün olduğu ölçüde silinmesi gerekiyor

Yorum yazın