Gündem

'Vakıf üniversiteleri için sonun başlangıcı olabilir'

Yazan: Hüseyin Aldemir
Hüseyin Aldemir

Vakıf Üniversiteleri Birliği Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu'na göre YÖK 180 puan barajında ısrar ederse yükseköğretim sistemini çok zor günler bekliyor.

Vakıf Üniversiteleri Birliği Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu, Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) barajının düşürülmemesini “felakete gidiş” olarak yorumluyor. Sarıcaoğlu’na göre, bu yıl yaklaşık 950 bin öğrencinin tercih hakkı kullanması  beklenirken, barajın 180 puanın altına inmemesi nedeniyle bu sayı beklenenin yarısına bile ulaşamadı.

LYS barajının 180’den 165’e düşürülmesi hususunda taleplerini Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı başta olmak üzere tüm yetkili kurum ve kişilere ilettiklerini belirten Sarıcaoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) süreci yakından takip ettiğini ve desteklediğini dile getirdi.

150 ile 200 bin kontenjan boş kalacak

Sarıcaoğlu, uzmanların puanlamada “hata var” ve “hata yok” diye ikiye bölündüğü görüşünde: “Ben hata olup olmadığı tartışmasına girmiyorum. Ama 2011'de 431 bin 768 kişilik kontenjan varken, 750 bin kişi tercih yapmaya hak kazanmıştı. Bu yıl 547 bin kişilik kontenjan varken, tahminlere göre 426 bin kişi tercih yapacak. 950 bin civarı tercih hakkı bekliyorduk. 950 bin nerede 426 bin nerede…”

Ortaya çıkan tablonun geçtiğimiz yılların tam tersi bir durumu ortaya çıkardığını  vurgulayan Sarıcaoğlu, tablolara bakıldığında 2011’de MF1’den 108 bin kişi 180 barajını aşarken, bu yıl aynı bölümdeki sayının 4 bin kişi olduğunu söyledi. Ayrıca 2011’de TM1’den 180 barajını aşan kişi sayısı 256 bin, bu sene ise 36 bin kişi.

Fotoğraf: Hüseyin Aldemir

Fotoğraf: Hüseyin Aldemir

“Burada başlı başına bir sorun görünüyor. Ya puanlamadan ya sınavın çok zor olmasından ya da espiri yapıyorum; 1993 doğumlular 1994 doğumlulardan daha az mı balık yağı içip, daha az mı ıspanak yediler ne oldu?”

Geçtiğimiz yıllarda ÖSYM tarafından bazı bölümlerin puanlarının hesaplanmasının unutulduğunu belirttiğimiz Sarıcaoğlu, YÖK tarafından yapılan “inceledik, herhangi bir hata yok” açıklamasını hatırlatırken, yüzbinlerle ifade edilen boş kontenjan olduğu halde, öğrencilere hak tanınmadığının altını çizdi.

Neden bu kadar çok üniversiteye izin verildi?

Sarıcaoğlu, “neden bu kadar üniversite açıldı, bu kadar bölüm açılmasına neden izin verildi” diyerek yetkililere seslenirken, 32 net ile 180 puan barajının aşıldığını, 30 netin ise 165 puana denk geldiğini, bu kadar küçük bir fark için bu kadar öğrencinin mağdur edilmemesi gerektiğini vurguladı.

“Sınavda sorun yoktur” demenin sorunu görmemekten kaynaklandığını ifade eden Sarıcaoğlu, 426 bin tercih hakkı kazanan öğrenci olduğunu, YÖK'ün baraj puanda ısrar etmesinin Bulgaristan’daki, Amerika’daki, İngiltere’deki üniversitelere yarayacağını belirtti. Bu yılki boş kontenjan sayısının  200 bine ulaşacağını tahmin eden Sarıcaoğlu, ortaya çıkacak buhranın hesabını kimin vereceğini sorarak “vakıf üniversitelerini kapatsınlar, o zaman” diyerek işin ulaşabileceği noktayı işaret etti:
“Vakıflar darphane değil ki, hergün para bassın versin üniversiteye. Üniversiteler sıkıştığında vakfa gidiyor ama vakıfların gücü üniversitelerden fazla değil. Biz geçtiğimiz yıl, 10 milyon lira bağış aldık. Ama bu her zaman yapılabilecek birşey değil. Ayrıca diğer üniversitelerinin vakıflarının ne kadar güçlü olduğu tartışmalı. Tamam, bizim gücümüz var ama diğer vakıflar bunu karşılayabilir mi bilmiyoruz. Bir sürü çalışanını çıkarmak zorunda kalacaklar. Üniversiteler bütçelerinin yüzde 30-40 oranında burs veriyor. Yüzde 60 bütçe ile masraflar karşılanıyor. İki gün içerisinde bu sorun çözülmeli.”

“İlan verdik, sesimizi duyurduk”

Gazetelere ilan vererek seslerini duyurabildiklerini belirten Sarıcaoğlu, bu tepki sonrasında YÖK’ün bir durum değerlendirme toplantısı gerçekleştirdiğini söyledi. Her dakika gecikildiğini vurgulayan Sarıcaoğlu, tercih hakkına sahip 426 bin olan aday sayısının, baraj 165’e düşürüldüğünde 800 binlere çıkacağını belirtti. Beklenti cevaplanmaz ise, mevcut durumun dershaneler, meslek yüksekokulları ve yurtdışındaki okullara yarayacağını hatırlattı.

Sarıcaoğlu, YÖK’ün geri adım atmayıp, uzun vadeli bir çözüm arayışını tercih edebileceğini açıklarken, bu çözümün devlet üniversitesinde okuyacak ve vakıf üniversitelerinde burslu okuyacak olanlar için sıralama sınavı olabileceğini söyledi. Diğer taraftan, vakıf üniversitelerini tercih edecek, parayla okuyacak öğrenciyle üniversitelerin başbaşa bırakılması gerektiğini dile getirdi.

“LYS’den alınacak puan bir kriter olsun ama buna üniversiteler karar versin. Mesela Bilgi Üniversitesi diyecek ki, ‘ben şu bölüme 400 puanın altında almıyorum’. Okullar programına güveniyorsa, puanını ortaya koyacak ve adaylar buna göre bir tercih yapacak.”

“Öğrenci ile üniversite arasındaki ilişki, YÖK üzerinden yürümesin”

Sıkça dile getirilen burs meselesini sorduğumuzda ise Sarıcaoğlu, burs konusunda adaletsizlikler olduğunu, vakıf üniversitelerinde burslu okuyan ve iyi devlet üniversitelerine gidenlerin çoğunluğunun, ekonomik durumu iyi öğrenciler olduğunu söyledi. Bu öğrencilerin üst düzey eğitim kurumlarında öğrenim görme şansı olduğunu ancak ihtiyaç sahibi öğrenciler bu imkâna sahip olmadığı için eşitsizlik ortaya çıktığını belirtti:
“Öğrencilerle üniversiteler arasındaki YÖK üzerinden yürüyen iletişim kaldırırlırsa, biz de ihtiyaç sahibi olanlara daha rahat burs sağlayabiliriz. Örneğin, Diyarbakır’dan bir öğrenci geldi. Kendisi ile görüştük. Çocuk istekli, bu işi koparacak yani. Ona burs imkanını sağladık. LYS puanına pek dikkat etmedik. Onun tercih ettiği bölüme karşı olan enerjisi, isteği bize bunu verdiren. Yani sıcak ve birebir ilişkiler sağlanırsa, ihtiyaç sahiplerine daha kolay ulaştırmış oluruz bursları.”

Yorum yazın